İBB Başkanı ve 99 şüpheli hakkında, suç örgütü yöneticisi olmak, suç örgütüne üye olmak, irtikap, rüşvet, nitelikli dolandırıcılık, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek ve ihaleye fesat karıştırmak gibi suçlar işledikleri iddiası ile başlatılan soruşturma sürüyor.
Olacakların kokusunu önceden alıp firar edenler yanında sürecin nereye doğru gitmekte olduğunu tahmin edip itirafçı olmak üzere sıraya girenler, duyduklarımızın da ötesinde şeyler olduğunu anlamak için yeterli.
İBB bütçesinin çoğu icracı olan 12 bakanlıktan daha yüksek olduğu biliniyor. Sahip olduğu bütçe imkanlarıyla çok şey yapılabilecek İBB'nin 2019'dan beri hizmet konusunda adeta nal topladığı, ortak bir kanaat. Toplamda trilyonlarca lirayı bulan bütçe imkanlarının nereye gittiği ise, konunun püf noktası.
Deprem riski ile karşı karşıya bir metropolde depreme hazırlık çalışmaları için bütçenin sadece yüzde 0,89'u ayrılmış. 100 bin kentsel dönüşüm ve 15 bin sosyal konut vaadini hatırlamıyor bile. İptal ettikleri ve durdurdukları bir kenara, iş başına geldiği 2019'dan beri temelden başlattı bir tane bile metro projesi yok. Doluluk oranı yüzde 90'ı zorlayan İstanbul trafiği, artık iyice içinden hale gelmiş.
İmamoğlu da çevresindekiler de 17 kent lokantası ve kreşler dışında herhangi bir hizmet sayamıyor. Bu da haklı olarak, İstanbullulara hizmet etmekte kullanılması gereken İBB bütçesindeki paraların bunca yıldır nerelere harcandığı sorusunu akla getiriyor.
.....
Kent uzlaşısı adı altında terör örgütünün uzantısı olan parti ile yapılan iş birliğinin faturası olarak ilçe belediyelerine yerleştirilen teröristler, İBB Başkanı ve çevresindekilerle alakalı gelişmelerin bir başka yönü.
Bu iş birliği sürecinde, terör örgütü yöneticileri ile yapılan görüşmeler ve terör merkezi Kandil'e aktarıldığı söylenen yüz milyonlarca lira, birilerinin şahsi menfaatleri uğruna yapabileceklerinin sınırı olmadığının göstergesi.