Osmanlı bakiyesiyiz ve mozaiği andıran bir toplum yapımız var. 'Bir tarağın dişleri gibi eşit' vatandaşlarımız arasında, gelişmelere farklı bakanlar olduğu da malum ve bu normal de.
Ancak, kendisini bizlerden birisi olarak görmeyip, geleceğimiz açısından milletimizin kahir ekseriyetinden farklı düşünen kripto kimliklilerin varlığı da unutulmaması gereken bir husus. Kripto kimlikli olmadıkları halde bir şekilde devşirilerek 'kripto kimliklilere dünüştürülenler', belki daha da vahim.
Millet olarak sevindiğimiz şeylere üzülürken, hepimizi üzen gelişmelere adeta sevinmeleri, kripto kimliklilerin ve onlara dönüştürülenlerin ortak yönleri. Kendi hallerinde durdukları sürece pek problem teşkil etmeyecekleri söylenebilecek kripto kimlikliler ve onlara benzetilenlerle ilgili sıkıntı, aramıza nifak sokmaya çabalayanlara hizmet etmeleri.
Bir dönem Kovid salgını ile ilgili gelişmelere odaklanmıştık. Sonrasında dikkatlerimiz Rusya ile Ukrayna arasındaki kapışmaya yöneldi ve 7 Ekim 2023'den itibaren de Gazze'den başlayıp şimdilerde Lübnan'a uzanan ve muhtemelen başka yerleri de etkileme potansiyeli olan İsrail vahşeti ile yatıp kalkıyoruz.
Öncesini bir kenara bıraksak bile, Gazze'de taş üstünde taş bırakmayan İsrail'in, çoğu çocuk ve kadın 40 binin üzerinde kişiyi şehit ettiği ve yüz binin üzerinde insanı yaraladığını, dünya biliyor. Bunların neredeyse hepsinin sivil olduklarını hatırlatmaya bile gerek yok.
Sivilleri katletmesine ses çıkarmadıkları İsrail'e atılan füzeler sebebiyle, sivil hassasiyetleri kabaran içimizdekiler, meraka değer bir husus. Bu, eğer naifliklerinden kaynaklanıyorsa, mesele yok. Ancak, Kripto ya da kriptolaştırılmışlar söz konusu ise, iş değişir.
Hizbullah İsrail çatışmalarında, ihaneti hatırlatan gelişmeler yaşandığı, açık. Patlatılan çağrı cihazları ve telsizler ve nokta atışıyla öldürülen Hizbullah komutanları buna örnek.