Selam vererek arkadaşların yanına oturan Melih Bey:
- Sabah sohbetlerini yine dışarıda yapıyorsunuz, ama belli ki ne olur ne olmaz diye de sıkı giyinmişsiniz. Bu, sonbaharın gelmekte olduğuna işaret... Mehmet, gülümseyerek:
- Dışarıda olmak güzel, ama sabah saatleri biraz serin oluyor. Sıcaklardan sonra serin günleri de gördük, hamdolsun... Selim:
- Ağabey, sen gelmeden önce şu Netanyahu denilen kanlı katilin kafasına taktığı Sloam Tabletini konuşuyorduk. Konuyu bir de senden dinleyelim...
- Bahsi geçen 2700 yıllık Silvan Tableti, 1880 yılında bir öğrenci tarafından Kudüs'e su getirmek üzere yaptırılan tünelde tesadüfen bulunup, Mutasarrıf İbrahim Hakkı Paşa tarafından İstanbul'a gönderilen ve bir süre sarayda teşhir edilip, İstanbul Arkeoloji Müzesi'ne nakledilen altı satırlık bir kitâbe. Kazma seslerinin, işçilerin bağrışmalarının ve iki yönden kazılan tünellerin kavuşma anının tasvir edildiği kitabenin önemi ise İbranice yazılmış olması... Mustafa:
- Böylelikle Netanyahu Kudüs ile ilgili tarihlerini 2700 yıl önceye bağlamak istiyor anlaşılan..
- Hedefi bu. Muharref Tevrat'ta aktarılanlar dışında 1947'de bir çoban tarafından bulunan ve bir kısmı İbranice, bir kısmı da Aramice olup, Hristiyanlığın ve Museviliğin bilinen en eski yazılı kaynakları sayılan Ölü Deniz Yazmaları sayesinde tarihlerini en fazla Milattan sonra 60'lara dayandırabiliyorlardı. Sloam Kitabesi ile bölgede bulunuş tarihlerini MÖ 7 ila 8. yüzyıla kadar uzatabileceklerini düşünüyorlar... Remzi:
- Netanyahu'nun zamanın Başbakanı Mesut Yılmaz ile 1998 yılında yaptığı konuşma, o kitabeyi İsrail'e götürmek istediklerini gösteriyor...
- Evet, bu kitabe karşılığında müzelerindeki Osmanlı eserlerinden istenilen birini verebileceklerini söyledikten sonra, hepsini vermeyi teklif edip, ardından da büyük paralar verebileceklerini ifade etmiş. Mesut Yılmaz'dan, dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderlik ettiği büyüyen bir seçmen kitlesinin tabletin İsrail'e verilmesine öfkeleneceği cevabını alması, dikkat çekici. İsrail'in bu tarihten sonra da birçok defa kitabeyi almaya çalıştığı biliniyor. En son 2022'de bir girişimleri olmuştu... İhsan:
- Netanyahu ve aynı kafadakiler çok istiyor. Ancak devletimiz de vermemekte kararlı. Bu arada konu üzerine Cumhurbaşkanımızın, 'değil o kitabelerin, İsrail'e Kudüs'ün bir çakıl taşının dahi verilmeyeceğini' vurgulaması, muhteşem... Mehmet:
- 'Övülmüş Kudüs şehrini tüm inanç mensupları için yüzyıllar boyunca barış ve esenlik yurdu haline biz getirdik. Kudüs Müslümanların ortak davasıdır. Kudüs'teki haklarımızdan geri adım atmayacağız' diyen Cumhurbaşkanımızın, Netanyahu'ya kastederek, '27 yıl öncesini unutmayacak. Hitler özentisi tiplerin kuyruk acısı hiç geçmeyecek' şeklindeki sözleri de çok anlamlı...
- Bölge ve Kudüs, İslam ve Osmanlı hakimiyeti altında farklılıkların huzur ve istikrar içinde yaşadıği yerlerdi. Hristiyanların ve Yahudilerin hakim oldukları dönemlerin ise sürekli kan ve gözyaşı ile anıldığı, herkesin malumu. Çeşitli destekler ve birtakım ayak oyunlarıyla ele geçirip kan ve ateşe boğdukları bölgenin binlerce yıl önce kendilerine ait olduğu hikayeleri ile burada nihayete kadar kalabilecekleri hayali kuran Netanyahu ve Siyonistlerin yanıldıklarını anlayacakları gün çok uzak değildir inşallah. Şu anki çırpınışları bunun telaşından belki de... İhsan:
Zor, ama imkansız değil...
- Batı ülkelerinden de ciddi itirazlar yükselmesine rağmen İsrail katliamlarını sürdürüyor ve geri adım atmayacak gibi gözüküyor. Bu arada Katar'a yönelik saldırı sonrası yapılan İİT ve Arap Ligi zirvesinden de sadra şifa bir formül çıkmadı. Durum nereye gidiyor sizce..
- Bir şey söylemek kolay değil. Ancak Katar'daki zirvede konuşulanların açıklananları yanında açıklanmayanları da vardır diye düşünüyorum. Katar'da olan, şimdiye kadar olanlardan farklı bir saldırıydı. Büyük ihtimalle, başta Suudi Arabistan olmak üzere ABD'nin korumasında olduklarını düşünen bütün körfez ülkelerinin yöneticileri kara kara düşünmeye başlamışlardır... Selim:
- İyi ama ne yapabilirler ki..
- Ne yapabilecekleri, önemli bir soru. Bir şekilde ABD'ye bağlanmış İslam ülkelerinin İsrail'e sürekli destek olan ABD'ye diklenmeleri, zor. Ama imkansız değil. Katar'da, 'İsrail'e karşı somut adımlar atılması' ve bazı ülkelerin Filistin devletini tanımasının 'İsrail'e yönelik yaptırımlarla desteklenmesi' gerektiğini belirten Cumhurbaşkanımızın, 'İsrail'i durduracak güce sahibiz. İsrail'i engelleyecek imkanlarımızın olduğunu farkındayız. İsrail'in ekonomik olarak sıkıştırılması gerekiyor. Yeteneklerimizi ve tecrübelerimizi siz kardeşlerimizle paylaşmaya hazır olduğumuzu bilmenizi isterim' şeklindeki sözleri, önemli... Mustafa:
- Cumhurbaşkanımızın, yeteneklerimizi ve tecrübelerimizi paylaşmaya hazır olduğumuz şeklindeki sözleri, konunun özeti. Bu, malum ülkelerin, zor ama mümkün olanı yapmaya niyetlenmeleri durumunda tablonun değişmesi demek çünkü... İhsan: