Hikayenin sonu...

SELAM verip arkadaşlarının yanına oturan Melih Bey, yanındaki kişiyi tanıttı:
- Emekli ilahiyat profesörlerimizden Halis Arslan ağabey. Sabah camide karşılaşınca çaya davet ettim, sağ olsun kırmadı...
Merhabalaşma faslını takiben çayları dağıtan İhsan, Melih Bey'e:
- Tabii ki hocamızı da dinlemek isteriz. Ancak öncelikle İBB ile ilgili gelişmelerin nereye doğru gittiğini bir özetleyiver. Bu sabah yeni bir gözaltı dalgası daha oldu...
- Evet, bu sabah 5. Dalga gerçekleştirildi. Geçtiğimiz Mart ayında başlayan süreç, İBB eski Başkanı ve her nasılsa adeta onun esiri gibi davranan genel başkanını çok üzeceğe benziyor. Belirli aralıklarda yeni gözaltı dalgaları yaşanırken, tutuklananlardan birçoğunun etkin pişmanlıktan faydalanma talepleri de artıyor... Mustafa:
- Şu etkin pişmanlıktan tam olarak ne anlamamız gerekiyor..
- Etkin pişmanlık derken, suça iştirak eden ancak pişman oldukları için konunun aydınlanmasına yardımcı olabilecek bilgiler vererek cezalarında indirim alabileceklerin şahitlikleri kastediliyor. İmamoğlu'nun gözaltına alındığı 19 Mart'ta, 4'ü gizli olmak üzere toplamda 21 olan tanık sayısı şu anda sanıyorum 100'ün çok üzerinde... Mehmet:
- Başından beri İmamoğlu ile beraber olanlar içinden de etkin pişmanlıktan faydalanmak isteyenler çıktı galiba..
- Doğru. Daha önce Kültür A.Ş. Müdürü Murat Abbas, İBB Meclisi İştirakler ve Bağlı Kuruluşlar Komisyonu Başkanı Ertan Yıldız gibi önemli isimler yanında İBB ile iş yapan kuruluşların sahipleri itirafçı olmuştu. Son olarak yeni isimlerin de katılmasıyla itirafçı sayısı 8'e yükseldi... Selim:
- CHP Genel Başkanı nedense bu konulara hiç girmiyor ve sanki hiçbir şey olmamış gibi tavırlarda açıklamalar yapıyor... Melih Bey, gülümseyerek:
- Ne yapabilir ki
Suçlamaların ne kadar ciddi olduğunu ve bu işin sonunda nereye varacağını en iyi o biliyor olsa da yapabileceği bir şey yok. İmamoğlu attığı bütün adımlarda beraber olduğu herkesi sonrasında da kontrol edebileceği bir mekanizma kurmuş gibi. Yanarsam siz de yanarsınız, diyor bence... İhsan:
- Bunda haklısın işte. Artık sadece lise mezunu olan birisini vazgeçilmez cumhurbaşkanı adayımız diye tanıtmak bunlardan birisi. Bu arada sık sık Silivri'ye gitmek durumunda da kalıyor galiba..
- İşin dikkat çekici taraflarından birisi de bu zaten.
Bir genel başkan, sık sık cezaevi ziyaretine gidip oradan talimat alırmış gibi hareket etmekte bir problem görmüyor. Daha da vahim olanı yolsuzluk, rüşvet, irtikap ve benzeri konulardaki gelişmeleri hepimizle birlikte takip eden CHP kitlesinin durumu... Selim:
- İşin özeti, tutuklu İmamoğlu'nun yaptıkları ile sadece genel başkanlarını ve CHP'ye yakın isimleri değil bütün partilileri adeta esir haline getirdiği. Yolsuzluk, rüşvet ve irtikap gibi konularda lafa gelince mangalda kül bırakmayan bu kitlenin, İmamoğlu ile ilgili konularda ağzını bıçak bile açmıyor neredeyse. Oysa artık her şey ortada... Remzi:
- Sıradan bir CHP'linin bile, 6 senede 1 trilyonun üzerinde bütçe kullanan ama 17 kent lokantası ve 105 kreş dışında hizmet sayamayan bir belediye başkanı söz konusu olduğunda durup düşünmesi gerek oysa.
AK Partili ya da MHP'lilere demediklerini bırakmasalar da, gerçeklere gözlerini kapatanların killer oldukları bir kez daha anlaşılıyor böylelikle... Mehmet:
- Evet, demek ki yargı sürecini bekleyecek ve herhalde buzdağının görünür kısmı olan şu ana kadar duyduklarımızın dışında neler olup bittiğini de öğreneceğiz. İmamoğlu hikayesi de böylelikle bitecek herhalde.
O zaman sanırım bizden çok CHP'liler şaşıracaktır...

'İSRAİL'İN SONU YAKIN!..'
ARAYA giren İhsan, Halis Arslan Hoca'ya dönerek:
- Hocam, Melih Bey'i her zamanki gibi yorduk. Şimdi sizden Gazze konusundaki düşüncelerinizi dinlesek. Gazze'deki gelişmeler içimizi yakmaya devam ediyor.
Neler söylersiniz.. Besmele çekerek konuşmaya başlayan Halis Arslan:
- Gazze'de altı yüz günü geride bırakan ve adeta dünyanın gözleri önünde, çoğu çocuk ve kadın 54 binden fazla insanın şehit edilip, yüz binden fazlasının yaralandığı bir vahşet söz konusu. İki senedir yaşanan bu vahşete verilen aralar olsa da, saldırgan İsrail'in her defasında bunları ihlal ettiğini ve saldırdığını biliyoruz. Gelinen aşamada, daha önce seslerini duyuran İspanya ve benzeri bazı Avrupa ülkelerine ek olarak İngiltere ve Fransa'dan da ciddi itirazlar yükselmeye başladı.
Hollanda'da önceki hafta 100 binden fazla kişinin katıldığı bir protesto gösterisi yapıldı, mesela.
Bunların bir faydasının olup olmayacağını bilmiyoruz. Ancak, alçak İsrail'in kendi imajlarını da yerle bir ettiğinin farkında olanların itiraza başlamaları, önemli... Mustafa:
- Onlar da bizim gibi orada neler olup bittiğinin farkında iseler, bu zamana kadar neden sustular..
- Batılı yayın organları Gazze'de olup bitenleri sakladıkları için, insanların haberdar olmadığını düşünüp konuyu gündemlerine almıyorlardı. Ancak Siyonistler sosyal medyayı tam olarak kontrol edemedikleri için Batılılar da Gazze'de yaşananlar konusunda bilgi sahibi olabiliyor. Yani medya kuruluşları gizleseler de İsrail'in Gazzelileri açıkça katlettiğinin farkında olanların sayısı gittikçe artıyor. Bu yüzden birçok Batı ülkesinde ciddi protesto gösterileri yapılıyor... Mehmet:
- Bir yandan ümide kapılmamızı sağlayacak şeyler olsa da katil sürüsünün bir türü durmadığını da görüyoruz. Bu işin bir sonu olacak mı, ne dersiniz..