Her şey kontrol altında

Getirdiği pideleri İhsan'a uzatan Melih Bey, ekibin diğer üyelerinin bahçede oturduklarını görünce:

- Arkadaşlar yaz geldiğini zannediyor galiba. Hava açık ama dışarıda iftar edilecek kadar da değil... İhsan:

- Meraklanma Melih Bey, sofrayı içeriye hazırlıyoruz. Sizin geldiğinizi görünce onlar da hareketlendiler zaten... Selamlama faslından sonra ilk sözü alan Mehmet:

- Melih Bey, geçen hafta da konuşmuştuk. Lazkiye civarındaki olaylarla alakalı son durum nedir..

- Lazkiye'de yaşanan, Esad rejimi kalıntılarından bir grubun Suriye güvenlik güçlerine saldırısı ile başlayan bir isyan girişimiydi. Güvenlik güçlerine yapılan saldırıyı görmezden gelen Türkiye'den birilerinin, bölgede Nusayri sivillerin katledildiği şeklindeki iddiaları bağımsız kaynaklarca doğrulanmadı. Olayları kısa sürede bastıran Suriye yönetimi, iddiaları araştırmak üzere bağımsız bir heyet oluşturdu ve suçu ya da ihmali olanların cezalandırılacağı açıklandı... Selim:

- Sosyal medya üzerinden Suriye'de Alevilerin katledildiği yalanlarını yayan sözüm ona milletvekili ve bir de kendini şeyh zanneden birisi vardı. Bunların yapmaya çalıştıkları ile ilgili adli bir girişim var mı acaba..

- Henüz yok, ama bu olmayacağı manasına da gelmez. Tam da PYDYPG'nin Suriye hükümeti ile anlaşma yapacağı sırada başlatılan olaylara bakılırsa, PKK kartını kaybeden birilerinin mezhepler üzerinden bölgeyi kaşımayı sürdürecekleri akla geliyor. Suriye'de 2011'den beri yüz binlerce kişinin katledilişine, bir o kadarının işkencelere maruz kalışına, milyonların yerlerinden edilişine ses çıkarmayanların, Aleviler katlediliyor yalanları çok alıcı bulmadı, bereket. Ancak, sosyal medyada yalanları ile öne çıkanlar için yapılması gereken bir şeyler de olmalı hakikaten... İhsan:

- Ülkemizin sınır ötesi operasyonlarına sürekli karşı çıkanların, Aleviler katlediliyor yalanı ile ordumuzun Suriye'ye gönderilmesini talep etmeleri, hakikaten ibretlik. Aynı kesimlerin Suriyelileri sığınmacı olarak kabul etmemizi istemeyişleri, ağızlarını her açtıklarında onları göndermekten bahsetmeleri gibi konuları zikretmeye bile gerek yok... Remzi:

- İşin dikkat çekici taraflarından birisi, mezhep taassubu ile Nusayrileri kollamaya çalışanların vaktiyle PKK terörü konusunda da benzer yaklaşımlarda bulunmaları. Terör olaylarında da teröristler yerine güvenlik güçlerini suçlarlardı hep. Şimdi de Suriye'de güvenlik güçlerine saldırıp, bunlardan birçoğunu katledenleri hiç anmadan, Aleviler öldürülüyor yalanına başvuruyorlar...

- Haklısınız. Bunlar hakkında adli olarak yapılması gereken ilgililerin işi. Bize düşense insanımıza işin doğrusunu aktarmak... Mustafa:

- PKK'nın Suriye uzantısı SDG yani PYDYPG, Ahmet Şara yönetimi ile anlaşmasına rağmen, vaktiyle İmralı'nın çağrısının PKK dışındaki unsurları kapsamadığını söyleyip duranlar yine de kafa karıştırıcı yorumlar yapmayı sürdürüyorlar. Ne dersiniz..

- Yaşananları tam olarak çözemeyen birileri bunlar. Terörsüz Türkiye denilen süreçle tam olarak neyin kastedildiğini, hala kavramamış gibiler. Devletimizin ülkemizde ve yakın bölgemizde terörü tamamen bitirmek üzere attığı adımların geri dönüşü olmadığı ve mutlaka hedefe ulaşılacağı çok açık oysa... Selim:

- O zaman bu güruhun olan bitenleri değil, olmasını istediklerini dile getirdiğini söylemek daha doğru galiba.. Melih Bey:

- Hay ağzına sağlık, Selim. Bu güruh mensupları, gelişmeleri olması gerektiğini düşündükleri şekilde yorumluyorlar. Bir tür dua ediyorlar da denebilir. Bununla ilgili, köpeklerin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı diyebiliriz... Mustafa:

- Suriye'de geçen yılın sonunda yaşanan gelişmeler, bizde 'Terörsüz Türkiye' hususunda atılan adımlar ve son olarak İmralı'nın çağrısı ile yaşananlar. İnanılmayacak kadar güzel şeyler. Bu sebeple kötü şeyler için çabalayanların kendilerine göre dua etmeleri de normal galiba... Melih Bey:

En iyi kadro bizimki!..

- İnsanların anlamakta zorluk çektikleri şeyler olabilir. Ancak, ciddi bir kararlılıkla gelişmeleri takip ettiği anlaşılan devletimizin gereken her türlü tedbiri de aldığını belirtmek, önemli. Suriye'de 27 Kasım'da Halep'le başlayan ve ardından Hama, Humus ve Şam'ın teslim alınması ile neticelenen yürüyüşü unutmamak gerek. Rusların ve İranlıların herhangi bir şekilde müdahalede bulunmaması, Türkiye tarafından garanti altına alınmıştı, malum... Mehmet:

- PYDYPG'nin Suriye yönetimi ile yaptığı anlaşmanın da aynı akışın devamı olduğu düşünülürse, muhaliflerin Şam'a yürüyüşüne Rusya ve İran'ın müdahale etmesini engelleyen Türkiye'nin, bu anlaşma konusunda da belirleyici olduğunu söylemek gerek. Doğru mu düşünüyorum..

- Ya da PYDYPG'nin İmralı'nın çağrısına uymaması gerektiğini düşünenlere rağmen, atılan adımların sağlam atıldığını ve 'ya silahlarınızı gömer ya da onlarla beraber gömülürsünüz' sözünün muhataplarca iyi anlaşıldığı söylenebilir... Selim:

- Bu durumda, denklemin önemli unsurlarından ABD'nin ne yaptığı sorusu akla geliyor...

- İyi tespit. Türkiye'nin kararlı tavrı sebebiyle Suriye'nin kuzeyinde bir teröristan kurma ihtimalinin kalmadığını kavrayan ABD'nin, Suriye'deki teröristleri beslemekten vazgeçtiği de düşünülebilir... Mehmet: