İsrail'i yönetenlerin ABD Başkanı'na açıklattıkları üç aşamalı planla ilgili ikircikli davranışları, hazır ortam müsait iken vahşette biraz daha ileri gidebilme niyetleri ile alakalı. Kuklaları pek yakıştıramıyor olsa da, İsrail'i yönetenlerin Filistinlilerden arındırılmış bir Filistin hayal ettiği sır değil.
Söz konusu açıklamayı Biden'ın İsrail yönetimini zorlamak için yaptığı değerlendirmesi, manidar. Zaten olmayan itibarını, vahşette sınır tanımadığı için tamamen yerle bir etmekle kalmayan İsrail, ABD'yi de dibe çekiyor çünkü.
Sözün bittiği yer diyenlerin tam olarak neyi kastettiklerini anlamak için 7 Ekim'den beri süren İsrail vahşetine bakmak kafi. Bölgedeki Hukuksuz işgalinin ardından yine hukuksuz bir abluka başlatan ve Gazzelilerin haklı başkaldırısı üzerine katliama girişen İsrail, aklın ve mantığın sesini de şantaj ile susturma çabasında. Siyonist medyanın, muhatapların kirli geçmişlerini şantaj malzemesi yapması sayesinde bunu başarıyor da...
Filistin'in 1900 sonrası tarihini iyi bilenlerin, İsrail'in söz dinlemez tavırları ve ona ses çıkaramayan sözüm ona büyük devletleri yönetenlerin acziyetine çok şaşırmadıkları, malum. Bu sebeple 7 Ekim'den sonraki gelişmeler sebebiyle en çok şaşıranlar, 'zavallı İsrail' masalları ile yetişip İsrail'in ne kadar vahşi ve saldırgan olduğu gerçeği ile karşılaşanlar oldu.
İnsanoğlu, her şeyde olduğu gibi vahşette de bir sınır olduğunu düşünür. Ülkemizde başıboş köpeklerin uyutulması düşüncesine bile tahammül edilemeyişi, bununla alakalı. Güney sınırlarımızın biraz aşağısında, Gazzelileri çoluk çocuk demeden katletmekte sınır tanımayanların insan olup olmadıkları ise, hakikaten tartışılması gereken bir husus.
Kendilerini insan ve kalanları insanımsılar olarak tanımlayan bu alçaklara 'hayvan' demekle ilgili problem, böyle bir benzetmenin hayvanlara hakaret olması.