Farklı muamele yok!..

Rahmetli Aliya İzzetbegoviç'in Demokratik Eylem Partisi'ni kuruluşu vesilesiyle 1990'da gittiğimiz Bosna Hersek'de, Boşnak Müslümanların Saraybosna ve diğer şehirlerde Sırp ve Hırvatlarla iç içe yaşadıklarını görmek, Türkiye'den gelen bizleri oldukça şaşırtmıştı.

Bu durumun sıkıntı doğurma ihtimalinden bahsedilmesine şaşıran Boşnakların, Nisan 1992'de başlayan Sırp saldırıları sırasında daha düne kadar komşu oldukları Sırp ve Hırvatların bile Müslümanlara yönelik soykırıma katılmaları sebebiyle büyük bir şok yaşadıkları, malum.

Kuzey Kıbrıs'ta son günlerde meydana gelen bazı gelişmeler, Ada'da Boşnaklarınkine benzer katliamlara mazur kalanların çocukları ve torunlarının dedelerinin tecrübelerinden habersiz olduklarını düşündürüyor.

Çok eskiye gitmeye ve 1974'deki Kıbrıs Barış Harekatı'na kadar, adayı Yunanistan'a bağlama niyetindeki Rumların soydaşlarımıza yaşattıkları birçok katliamı hatırlatmaya bile gerek yok. Sadece Rum Lider Nikos Hristodulidis ve Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Georgios'un Paskalya vesilesiyle yaptıkları açıklamalar bile, geçmişlerinden habersizmiş gibi yaşayan bazı KKTC'lerin, meseleyi anlamaları için yeterli.

Kıbrıs'ta Rumlarla beraber yaşanabileceği hayali kuranlar, Başpiskopos Georgios'un, 'Yunanistan, GKRY ve tüm Helenizm'in Türkleri kovmak ve vatanı kurtarmak için ortak mücadele etmesi gerekir' derken - artık ne fark varsa-, 'Türkler' değil, 'Türk işgalcisi' dediğini iddia ediyorlar. Bu da 'ha Ali Hasan, ha Hasan Ali' sözünü bilmediklerinin göstergesi.

Nisan 1992'de uzun yıllar beraber yaşadıkları Boşnak Müslümanları katletmeye başlayan Sırp ve Hırvatların, herhangi bir ayrım yapmadan önlerine geleni katlettiklerini unutmamak, önemli. Kıbrıs'ta Barış Harekatı'na kadar maruz kalınan katliamlar sırasında, katil Rumların adadaki Türkler arasında herhangi bir ayrım yapmadıklarını zaten biliyorlardır