Evet, şimdi ne yapıyoruz..

Toplamda 61 milyon 441 bin 882 kayıtlı seçmenin 34 siyasi partiye mensup ve bağımsız adaylar arasından tercihte bulunmak için 207 bin 848 sandıkta oylarını kullandıkları yerel seçim yani en büyük kamuoyu yoklaması, neticelendi.
Seçim gününe kadar sohbetlerimizin ana konusu ittifaklar, partiler, adaylar, vaatler ve muhtemel oy oranları iken, şimdiki çabalarımızın hedefi milletimizin sandıkta verdiği mesajı en doğru şekilde anlamak.
Seçim sonuçlarıyla ilgili tablodaki gariplikler, öncelikli konularımızdan. Normalde yüzde 10 civarında oy almaları beklenen DEM ve İyi Parti oylarındaki ciddi buharlaşma, bunlardan birisi. Türkiye genelinde gözlenen bu düşüşün İstanbul ve Ankara'da zirve yapması da manidar.
Başta İstanbul olmak üzere birçok yerde, İyi Parti oylarının da DEM oylarının bile isteye yönlendirildiği CHP'ye gitmesi, CHP ile DEM arasındaki kentsel uzlaşı kılıflı lokal ittifaklar dışında başka bazı iş birlikleri de olduğunun göstergesi. Bu, son zamanlarda siyasette yaşanan ahlak dışı ciddi gelişmelerin adeta zirvesi. CHP'nin DEM'den ne aldığının farkında olsak da, karşılık olarak ne verdiğini ya da vereceğini, henüz bilmiyoruz.
Sandıkta verilen mesajı en kolay okuyabilecek partinin CHP olduğunu söyleyebiliriz. CHP'li başkanların artık hizmet etmeyi hatırlaması gerektiği gibisinden ayrıntıları nasıl olsa dinlemeyecekleri için boşa gayret olur. Sandığın CHP'ye verdiği ilk pratik mesaj, mevcut durumu korumak için DEM ve İyi Parti oylarını yedekte tutmayı sürdürmeleri gerektiğidir herhalde.
Sandıktan CHP'lilere verilen bir diğer önemli mesaj da, AK Parti'den CHP lehine oy tırtıklayabilecek YRP ve benzeri yapılarla perde arkası iş birliklerini ihmal etmemeleri gerektiği olabilir.
Bir önceki yerel seçimde yüzde 90 ve son genel seçimde yüzde 85 civarındaki katılımının bu defa yüzde 78 olması ve oy dağılımı dikkate alındığında,