Durmak yok, yola devam!..

Melih Bey ve Selim kıraathaneye geldiklerinde, ekip günün ilk çaylarını içiyordu. Selam verip yerleştikten sonra ilk sözü alan Selim:

- Sahur sohbeti güzeldi, ama cumartesi sabah buluşmalarına kavuştuğumuz için memnunum... Mehmet:

- Az önce biz de bunu konuşuyorduk zaten. Madem geldiniz, Melih Bey'in İsrail ve Lübnan arasında dün gece yaşananlarla ilgili yorumunu dinleyelim... Melih Bey:

- İsrail geçtiğimiz günlerde Şam'da İran'ın bazı önemli komutanlarını vurmuş ve İran da bedelinin ağır olacağına dair açıklamalar yapmıştı. Bu açıklamalara rağmen, nükleer alandakiler başta olmak üzere çalışmalarını sürdürdüğü için en azından şimdilik bir çatışma istemeyen İran'ın, Kasım Süleymani olayı sonrasındaki gibi sembolik bazı girişimlerle yetinebileceği kanaati yaygın. Dolayısıyla dün gece Hizbullah'ın Lübnan'ın güneyinden İsrail'e attığı roketlerin, İran'ın İsrail'in Demir Kubbe isimli savunma sistemlerini denemesi olup olmadığı sorusu önem taşıyor. Bunu da yakında anlarız... İhsan:

- Gelişmelerin İran ve İsrail arasında doğrudan çatışmaya dönmesi ihtimali var mı peki..

- Umarım olmaz. Çünkü İran'ın, Gazze'de ateşkes ilan edilmesi durumunda cevap verme hakkından vazgeçeceği açıklaması var. ABD ve başka bazı ülkelerin de İsrail'i ateşkese ikna için çalıştıkları düşünülürse, dün gece atılan 50 roketin, daha önce benzeri yaşanan hadiselerden olduğu söylenebilir. Yine de ne olacağını tam bilemeyiz tabii. Çünkü gelişmeler üzerine ABD donanması da hareketlenmiş durumda... Mehmet:

- Savaş çıkmasın duaları ile gelişmeleri bekleyeceğiz yani. Peki Melih Bey, hükümeti zor durumda bırakmak isteyenlerin, İsrail'le ticaret konusunda söyledikleri yalanlar hakkında neler söyleyeceksin..

- Özellikle de 7 Ekim sonrası Türkiye'nin İsrail'le ticaretinin ciddi manada azaldığı bilinse de, yalanlarla ortalığı karıştırmak isteyenler, Ramazan Bayramı'nda bile mesailerini sürdürdüler... Remzi:

- Konu ile ilgili hükümet açıklamasının geç kaldığını söyleyenlere ne diyorsunuz..

- Hükümet açıklaması, fiili durumun resmileştirilmesinden ibaret. Geç kalındı diyenler, bunu ya bilmeyen ya da bilmezden gelenler.. Ticaret asgari seviyeye inmiş ve birçok firma İsrail'e mal göndermeyi durdurmuştu zaten. Gönderilen malların çoğunun Batı Şeria ve İsrail içinde yaşayan Filistinlilere gittiği de başka bir vakıa. Türkiye'nin kısıtlama getirirken, İsrail'in Gazze'ye yapacağımız yardımlara engel olmasını sebep göstermesi de, sebepsiz değil. Herhangi bir açıklama yapmadan mal göndermeyebilirsiniz ve öyle de yapıyorduk. Ama kısıtlama kararı almanın kendisine göre kuralları var ve hükümet de bunu bekledi muhtemelen... Mehmet:

- Jet yakıtı iddialarına ne demek gerekir..

- Tek kelimeyle ahlaksızlık!.. Melih Bey, belli ki çok kızmıştı. Çayını yudumlayıp sözlerini sürdürdü:

- Hangi sebeple olursa olsun, bu ülke vatandaşı olan birisinin böylesi alçakça bir yalana alet olmaması gerekir. CHP zihniyeti ne ise, ama muhafazakar olduğu söylenenlerin de bu yalanı söylemeleri, utanç verici... Remzi, araya girdi:

- Aynı yalanlar 2014'te de söylenmişti. O zaman AK Parti hükümetinde görevli olup, bu saçma iddiayı yalanlayanların şimdi Türkiye havalimanlarına gelen sivil İsrail uçaklarına verilen yakıtın, İsrail savaş uçaklarına verildiği iddiasını utanmadan tekrar etmeleri, ahlaksızlığın zirvesi... Selim, ilavede bulundu:

- Birileri de fırsattan istifade, Baykar'ın da jet yakıtı sattığı ve benzeri yalanları piyasaya sürdü... Melih Bey:

Yalan dağları aşarken...

- Özellikle de Baykar ile ilgili yalanlar, ülkemizin savunma sanayinde önemli bir aktör olmasını istemeyenlerin olumsuz algılar ürettiklerini hatırlattı. Milletimizin gurur kaynağı olan bir kuruluş hakkında saçma sapan yalanlar söyleyenler, bunların tutmayacağını bilseler de çamur at izi kalsın mantığı ile hareket ediyorlar... Mustafa:

- Bu tür yalanlarla ilgili herhangi bir müeyyide yok mu mevzuatımızda, hep yapanların yanına kar kalıyor sanki.. Melih Bey:

- Mevzuatta bu tür yalanlarla ilgili müeyyideler olsa da mekanizma yavaş çalışıyor ve zaten bu tür yalanları yayanların alacakları cezalar umurlarında bile değil. En fazla bir miktar para cezası ve ilgili kuruluşun açacağı tazminat davaları sebebiyle ödeyecekleri paralar onları rahatsız etmiyor. Çünkü kendilerini satın alan ya da kiralayanlardan daha fazla alıyorlar... Mehmet:

- Yani o zaman bu tür yalanları üreten ve yayanlar, aslında casusluk faaliyeti yaptıklarının farkında mı demek istiyorsunuz..

- Hem de nasıl!.. Konuyu detaylı olarak bilmedikleri için gaza gelenler de vardır tabii. Türkiye'nin Filistin meselesindeki tavizsiz duruşu sebebiyle bunların da olmaması gerektiği düşünülebilir. Ama maalesef, iyi niyetli olanlar da algı operasyonlarına kapılıp, Hamas'a terörist diyebilenlerin işine gelecek işler yapıyorlar. Son zamanlarda Mossad'a çalıştıkları için tutuklananların sayısının artması dikkat çekici... Selim: