Çok geç olmadan

Yolsuzlukla ilgili gözaltı ve tutuklama dalgalarının sayısını şaşıracak haldeyiz neredeyse. Öyle böyle değil, her bir yolsuzluk dosyasında milyarlar havada uçuşuyor. Ceza alacaklarını bildikleri halde itirafçıların tamamının CHP cenahından oluşu, işin dikkat çekici tarafı.

Olup bitenler CHP içi paylaşma kavgasının dışa yansımasından ibaret olduğundan, tabir caizse, AK Parti ve Cumhur İttifakının kahvelerini içerek izledikleri bir tiyatro söz konusu. Heybedeki ilk turplardan birisi, TOKİ'nin 2 milyona yaptırdığı konutları 4 milyona yapan birisinin, ihalesini aldığı 445 konut sonrası, 1 buçuk milyar liralık üç villayı yüzde 1'ine yani 15 milyona İBB eski başkanına adeta hediye etmesi.

Görevde bulunduğu 6 yılda 1 trilyonun üzerinde bir bütçeye hükmeden ancak hizmet olarak herhangi bir şey gösteremeyen tutuklu İBB eski başkanının oluşturduğu mekanizmanın çarkları günbegün dökülüyor.

Rüşvet, irtikap, yolsuzluk benzeri işler için oluşturulan mekanizmada, bütün bağlantılar bir şekilde tutuklu İmamoğlu'na ulaşıyor. Tanıkların ve itirafçıların beyanları yanında, para hareketlerinin etrafındaki kişiler üzerinden İmamoğlu'nun şirketinde neticelenmesi, bunu gösteriyor. Şirketin üç yılda edindiği 117 taşınmaz da bunun delili.

Bildiklerimizin sürmekte olan soruşturmanın kıyısından köşesinden öğrenebildiklerimiz. İddianame ortaya çıktığında, inanmakta zorluk çeken CHP'liler başa olmak üzere herkesin şok yaşayacağı da kesin. Turpun büyüğünün heybede olduğu, halen geçerli çünkü.

Hangi akla hizmet ettiği pek anlaşılamayan CHP genel başkanı ise mitingler düzenleyip, 'en iyi müdafaa hücumdur' anlayışıyla saçma sapan iddialarda bulunmaktan başka bir şey yapamıyor. Bunun, talimat aldığı düşünülen Silivri ziyaretlerinden kaynaklandığı da söylenebilir.

Bugünlerde merak saldığı anlaşılan AK Partili belediyelerle ilgili Sayıştay raporlarında da arzu ettiği gibi şeyleri bulamıyor belli ki. Cımbızla seçtiği bazı konuları çarpıtarak puan toplama çabaları da faydasız.