Bir karar verin!..

Almanya, İngiltere, Fransa başta olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri, Mayıs sonlarında yani turizm sezonu başlayacakken Türkiye'yi ziyareti düşünen vatandaşlarını kuduz riskine karşı uyarmışlardı. Yılda ortalama 438 bin kişinin köpek saldırısına maruz kalıp kuduz aşısı oldukları gerçeği, adamlara kızmayı imkansız kılıyor.
Ancak, 'Türkiye'de sürüler halinde dolaşan sahipsiz köpeklerin saldırganlaşabildiği' gerekçesiyle vatandaşlarına dikkatli olmalarını tavsiye eden İngiltere'den bazı turistlerin, 'köpek katliamı' dedikleri yeni yasa sebebiyle tatillerini iptali düşündükleri haberi gelmesi, şaşırtıcı.
Yasada zaruret hariç öldürme olmayışı, ayrı bir konu. Sipariş üzerine hazırlanan ve ve İngiliz medyasının da 'Türkiye'ye gitmeyin' çağrıları eşliğinde kullandığı haberle ilgili esas problem, İngiltere'de sahipsiz köpeklerin öldürülmeleri... Gelişmeler, dertleri üzüm yemek değil bağcı dövmek olanların, her konu gibi başıboş köpeklerle ilgili düzenlemeyi de çarpıtarak bir yerlere varmaya çalıştıklarını gösteriyor. Oluşturulmaya çalışılan algının yıllık cirosunun 500 milyar lirayı bulduğu söylenen mama lobisinin mi yoksa ortalığı karıştırma merakında olanların eseri mi olduğu, önemli bir soru.
Başıboş köpeklerin oluşturdukları tehlikenin giderek artması üzerine, 5119 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nda yapılan değişiklikle ilgili dış ve iç gelişmeler, Nasrettin Hoca ile ilgili bir fıkrayı hatırlatıyor.
Hoca, oğluyla pazara giderken 'hayvana binmek varken yürüyor' denince, merkebe biner. Az sonra, 'kendisi binmiş, çocuğu yürütüyor' diyenleri duyunca inip, oğlunu bindirir. 'Gencecik adam merkebe binmiş, ihtiyar yürüyor' sözleri üzerine kendisi de binince, 'hayvana eziyet ediyorlar' eleştirileri başlar. Hoca da çareyi, oğluyla beraber merkebi omuzlayıp yoluna devam etmekte bulur... Başıboş köpeklerle ilgili yapılanları engelleme çabaları da aynı. Karşıtları, ne yapılırsa yapılsın beğenmiyor, ama yapılması gerekenler konusunda ağızlarını bile açmıyorlar.