Bayram sohbeti

Bugün Ramazan Bayramı. Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor ve hepimiz için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum.

Çalışmaya ara verip belirli ölçüde sakinleştiğimizde, yakın dönemde yaşadıklarımızı değerlendirme fırsatı bulabiliriz. Bir ay boyu tuttuğumuz oruçtan sonra kavuştuğumuz Ramazan Bayramı günleri de bu açıdan son derece uygun.

Türkiye'de olduğumuza göre, pergelin bir ucunu koymamız gereken yer, malum. Pergelin diğer ucunu çevrede dolaştırmaya başlamadan önce, ülkemizle ilgili gelişmeleri gözden geçirmekte fayda var. Öncelikle, kimsenin itiraz etmeyeceği Türkiye olarak, bundan 10, 20, 30 sene öncesine nazaran oldukça iyi durumda olduğumuz tespiti ile başlayalım. Bunun devamında da eğer durursak düşeceğimiz, dolayısıyla durmayıp yola devam etmemiz gerektiği gelir...

Toplum olarak adeta iki kesime ayrılmış olduğumuz, mevcut durumda yapılabilecek önemli tespitlerden. Bu iki kesimden birisi ülkemizi daha iyi duruma getirmeye uğraşan ve bunun için adeta gecesini gündüzüne katarak çalışanlardan oluşuyor. Gelişme ve ilerleme gibi bir ufka sahip olmayan diğer kesimdekilerin bariz vasıfları da ülkemizin gelişmesini hedefleyenlere duydukları husumet.

Milletimiz, önündeki tabloyu kendisine has irfanı ile değerlendirdiği için çoğu zaman bizleri şaşırtan sonuçlarla karşı karşıya kalırız. Yerel seçim tablosu ile genel seçim neticeleri arasındaki ciddi farklılık, bunlardan birisi. En basitinden, hizmet etmedikleri ve etmeyecekleri bilinenlerin -birtakım hataları da olsa-, hizmet edenlere tercih edilmesi şeklinde kafa karıştırıcı bir durumla karşı karşıyayız.

Şehirlerimizde hizmet etmeyecekleri bilinenleri seçen insanımızın, ülke yönetimini o zihniyete bırakmayışı sağlıkta, ulaşımda, eğitimde ve birçok alandaki seviyenin daha geliştirilmesini istediğine işaret. Genel seçim ve yerel seçim arasındaki farkın temel sebebi de, inceden verilen bir mesaj