Adım adım...
Milletimizin muhteşem şahlanışı 15 Temmuz'un 9. yıldönümünü kutladığımız günlerde, yaklaşık yarım asırlık baş belamız terörün tamamen biteceğine dair önemli gelişmeler yaşıyoruz. Bunun için ne kadar şükretsek az.
Terörü bitirecek adımları itibarsızlaştırmak ve kafaları karıştırmak için bin dereden su getirenlerin, terörün bitmesini istemeyenler olduğunu biliyoruz. Bunu anlamak için yakın tarihe bir göz atmak yeterli. Milletimiz tarafından engellenince 15 Temmuz'a 'tiyatro' yakıştırmasında bulunmaya başlayanların, aslında hain darbe girişiminin başarılı olmasını bekleyenler oldukları, artık ayan beyan ortada.
Terörün bitirilmesi niyetiyle 2013'te başlatılan Barış Süreci'nin, bunu kesinlikle istemeyen dış mihraklar ve içimizdeki uzantıları tarafından sabote edildiğini, biliyoruz. PKK uzantılarına Suriye'nin kuzeyinde vaat edilen kantonlar, bölgede kurulmak istenen 'teröristan'ın ilk adımlarıydı, mesela.
PYD/YPG'nin 'laik' olduğu bahanesi ile sınırlarımızda oluşturulacak terör koridoruna sıcak bakan hatta övgüler düzenlerin; ülkemizin varlığı, birliği ve bekası konusunda milletimizle aynı kanaatleri paylaşmadığını belirtmek, gereksiz. Ülkemizin güney sınırları boyunca oluşturulması düşünülen terör koridoru ya da teröristan hayalinin, milletimizin 15 Temmuz'daki muhteşem şahlanışı sonrası gerçekleştirilen Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve benzeri harekatlarla berhava edildiği, malum.
Ülkemizi bölmek, parçalamak ya da en azından zayıflatmak amacıyla yarım asra yakın bir zamandır başımıza bela edilen terörün bitmesi ve Terörsüz Türkiye hususunda önemli aşamalar kaydedilmesi, Suriye'nin kuzeyinde gösterdiğimiz kararlılığın bir neticesi.
Ülkemizin güneyinde teröre kesinlikle müsaade etmeyeceğimiz yönündeki kesin kararlığımızı masada dile getirmemiz yanında sahada güçlü bir şekilde ispatımız sayesinde, birilerinin bölgeyle ilgili plan ve projelerini çöpe atmak zorunda kaldıklarını söylemek, çok da iddialı olmaz.