"Vatanın müdafaası için zaruri olmayan bir harp cinayettir" -Mustafa Kemal Atatürk
1928 yılında ABD Dışişleri Bakanı Frank B. Kellogg ile Fransız mevkidaşı Aristide Briand bir anlaşmaya varırlar. Amerika ve Fransa'nın öncülüğünde oluşturulan ve Kellogg-Briand Paktı olarak tarihe geçen bu uluslararası anlaşmayı 60'tan fazla ülke imzalar. Artık savaş bir ulusal politika aracı olarak kullanılmayacaktır. Meşru müdafaa hariç her türlü savaş hukuka aykırıdır. Bu idealist düşünce takdire şayandır ancak hiçbir yaptırım uygulanması mümkün olmadığından sembolik bir iyi niyet göstergesi olarak kalmaktan öteye gidememiştir. Yine de semboller önemlidir. Fikirler sembollerle yaşama tutunurlar. 1945'te imzalanan BM Antlaşması'nda Madde 2(4) kuvvet kullanımını yasaklar.
2.Dünya Savaşı'ndan sonra dünya artık yeni bir konjonktüre girmiş, literatür de bu yönde değişmiştir. Eskiden "savaş" ya da "ordu" bakanlığı olarak bilinen hükümet departmanları "savunma" ya da "barış gücü" sözcüklerini tercih etmeye başlamışlardır. Fransa, İtalya ve ABD 1947, Sovyetler Birliği 1953, Çin 1954, Batı Almanya 1955, İngiltere 1964 yılında ilgili bakanlıklarının ismini "savunma" olarak değiştirmişlerdir. Uluslararası hukuk normlarına uygun hale getirilen isimlendirme, savaşın artık emperyal bir amaç uğruna tek taraflı çıkarılamayacak olmasını amaçlamıştır. Zamanın ruhu "liberal uluslar aracılık" teoremini yansıtıyordur.
Artık bir "ABD Savaş Bakanı" out olacak
Son 10 yıldır artık dünyanın yeni bir düzene doğru kaydığından pek çok kez bahsettik. Özellikle Trump'ın ikinci başkanlık dönemi başladığından beri artık liberal dünya düzeninin ayakta duramayacağı öngörülüyordu. Her ne kadar kendini bir barış meleği olarak lanse etse de (Nobel Barış Ödülü takıntısı ciddi boyutlardadır) Trump ile beraber dünya belirsizliğe ve çatışmalara itilmiştir. Filistin ve Ukrayna'da savaşın sonu gözükmemektedir. Askeri harcamalar dünya genelinde artmaktadır. Hiç akla gelmeyecek yerlerde bile (örneğin Tayland) silahlar ateşlenmiştir. Savaşları bitirme sözü veren Trump, Cuma günü imzaladığı kararnameyle Savunma Bakanlığı'nı Savaş Bakanlığı olarak değiştirdi. ABD'nin artık bir Savaş Bakanı olacak. Bakanlığın internet sitesi de "defense.gov" değil "war.gov" olarak yenilendi. Bunların nihai statüye kavuşabilmeleri için tabii Kongre'nin onayı lazım ancak "hür dünyanın lideri" olarak görülen ABD Başkanı'nın savunmayı bir zaaf olarak görüp, savaş ismini tercih etmesi manidardır. Bakalım savaş bakanlığı kuran birine Nobel Barış Ödülü verilecek mi...
Trump'ın davranışını çocukça bir isim değişikliği diye geçiştirmek yanlış olacaktır. Zaten yeryüzünde ismi "savunma" olan hiçbir bakanlık sadece defansif odaklı davranmıyor, ofansif kapasitelerini de düşünüyorlar ancak zihinlerde ve kalplerde saldırganlık algısı oluşması tehlikelidir. George Orwell'in 1984 romanında bile mütemadiyen hayali bir savaş ortamı yaratmakla sorumlu bakanlığın ismi "Barış Bakanlığı"dır. Trump, Orwell'in hayal gücünün bile ötesine gitmiş gözüküyor.