"Satranç, mantığın şiiridir" -Mikhail Botvinnik
Çocukken her bulduğumuz fırsatta top oynardık. Son dersin bitiş zili aynı zamanda mahalledeki futbolun başlangıç sesiydi. Mahalle maçlarının yazılı olmayan ancak herkesin Uluslararası Adalet Divanı kararları gibi uyduğu kuralları vardır. Misal, maçtan önce en iyi olarak kabul edilen iki çocuk sırayla takımlarına oyuncu seçerler. Herhangi bir taş, bulunamıyorsa bir kıyafet parçası kale direğini oluşturur. Korner kullanılmaz, üç kere korner oldu mu penaltı kullanılır. Hakem yoktur, gol çizgisi teknolojisi hiç yoktur; tartışmalı pozisyonlarda bazen vicdanına dayanamayan bir takım oyuncusu nizami olarak gol yediklerini kabul eder. "Adamın gol diyor" VAR yerine geçer. Liste uzayıp gider ancak en kritik nokta maçta kullanılan topun kimin olduğudur. Topun sahibi her daim mutlu edilmelidir zira canını sıkan en ufak bir şey olduğunda topunu alıp gider ve maç biter. Top sahibi bu yazılı olmayan kuralların üstündedir.
Geçtiğimiz hafta Trump, İngiltere'de işte topu olan çocuk gibi ağırlandı. Aman topu olan çocuk küsüp gitmesin diye İngiltere krallığa dair tüm ihtişamını kullandı. İkinci kez devlet töreni ile İngiltere ziyareti gerçekleştiren Trump'ın ülkede bulunduğu süre içinde canını sıkacak hiçbir şey olmaması için azami çaba gösterildi. 17 Eylül'deki Windsor Kalesi içindeki yemek öncesi kale duvarlarına Trump ile Epstein'in resimlerini yansıtan protestocular gözaltına alındılar. Genel olarak başkanın halk ile teması kontrol altında tutuldu. Basın toplantısında gazeteciler bile pek zorlamadılar, Epstein hakkında sadece bir soru soruldu, İngiltere Başbakanı Starmer bunu kolaylıkla geçiştirebildi.
Bütün bu uğraşların sonucunda Trump'ın mutlu olduğu gözlerinin içinden belli oluyordu. Ancak İngiltere için elde edilen sonuçlar pek de dişe dokunur değildi. Yüzde 10 tarifenin korunması, Amerikan şirketlerinin 150 milyar dolarlık yatırım yapmalarında anlaşılması Starmer'ın kendi halkına sunduğu sonuçlar oldu. Ancak bu yatırımların çoğu zaten daha önce anlaşılmış yatırımlar olduğu için eleştiriler yükseldi. Sonuç olarak İngiltere ekonomisi kırılganlığını üzerinden atamadı, Starmer hala zorluklarla uğraşmaya devam edecek ama en azından top oyunda kaldı. Trump, iki ülke arasında "özel ilişki" (special relationship) vurgusunu yineledi. Satrançta şah (İngilizce: "king" yani kral) en güçsüz fakat en değerli taştır. Doğru kullanıldığında karşı tarafı mat etmek için bile işe yarayabilir. İngiltere Windsor kalesiyle Kral Charles'ı bir şah kale matı tasarlar gibi kullanmıştır.