"Yıldızları ancak karanlıkta görebilirsiniz"
Martin Luther King Jr.
Yılın son günleri bence sevinç, heyecan, mutluluk, kaygı, hüzün, yalnızlık duygularının karmaşasında geçer. Bir yandan süslü ışıklı sokaklar insanın içini kıpır kıpır ederken, diğer yandan ömrümüzden bir yılın daha gittiği gerçeğiyle yüzleşiriz. Büyük eğlence hazırlıkları bazılarımızı heveslendirirken, bazılarımız planımız yok diye üzülürüz. Bu yalnızlık hissi
gerçekten de yılın bu günlerinde insanı vurabiliyor. 2025 aslında makul düşüncenin, ortak aklın da yalnız kaldığı bir yıl oldu.
Trump'ın ikinci dönemi kurumları test etti
Trump'ın ikinci dönemi, geride bırakmak üzere olduğumuz yılın başında resmen başladı. "Yok artık bu da olmaz" ya da Z kuşağı tabiriyle "şaka mısın sen ya" dedirtecek pek çok olaya tanıklık ettik. 20 Ocak'ta tekrar Oval Ofis'e geçen Trump ilk 8 ay içinde 200'den fazla başkanlık kararnamesi imzaladı. Bunların çoğu mahkemelik oldu. ABD'nin anayasal demokrasisi sınanıyor. Sadece Amerika ile de sınırlı kalmadı bu sınav, dünya çapında liberal demokrasinin can cekiştiği bir yılı geride bırakıyoruz. Özellikle Gazze'de yaşananlar karşısında Batı demokrasilerinin ahlaki meşruiyetleri zayıfladı. Evrensel insan hakları söylemi ile Batılı hükümetlerin fiili politikaları arasındaki uçurum, liberal demokrasinin evrensellik iddiasına darbe vurdu.
İzolasyonculuk ve fragmantasyon
ABD'nin başlattığı tarife savaşı izolasyoncu ve koruyucu bir ekonomik düzene doğru dünyayı sürükledi. Küreselleşmenin sonucunda ortaya çıkan sistem devam etse de fragmantasyon oldu. Ülkeler kendi bölgelerine çekilir hale geldiler. Avrupa Birliği artık bir Amerikan güvenlik şemsiyesi altında olmadığını idrak etti. Özellikle Almanya kendi kendini koruyabilecek kapasitede bir askeri güce dönüşme yolunda büyük çaba sarfetti. NATO'nun geleceği ciddi biçimde tartışılır hale geldi. İkinci Dünya Savaşı'ndan beri ekonomik ve sosyal kalkınmaya odaklanmış Avrupa, Japonya, Avustralya gibi ABD müttefikleri, artık tereyağı bırakıp silaha yöneldiler.
Küresel tansiyon artarken Avrupa'nın yalnızlığı
Ukrayna'da statüko bozulmadı, savaş devam etti. Trump'ın bir günde savaşı bitirme vaadi fos çıktı. Putin'i Alaska'ya davet edip meşruiyet kazandırdı ancak bir sonuç elde edemedi. Rusya'nın saldırıları süregelirken, savaş artık donmuş ama yıpratıcı bir nitelik kazandı. Trump'ın Zelenskiy'e Beyaz Saray'da bir çocuk azarlıyormuş gibi aşağılayıcı davranması 2025'e damga vuran olaylardan biri oldu. Avrupa artık ABD'ye Rusya konusunda güvenemeyeceğine emin oldu. Ukrayna hem ekonomik hem insan gücü olarak zor duruma düştü. Son olarak AB'nin verdiği faizsiz borç ile direnmeye devam ediyor.

4