Türkiye'nin eğitim ve iş gücü alanında sessiz ama tehlikeli bir kriz büyüyor. Giderek artan sayıda genç, hem okuldan hem de iş hayatından uzaklaşıyor.
İstanbul Ticaret Odası Stratejik Araştırma Merkezi'nin (İTOSAM) hazırladığı yeni bir rapor, bu durumu tanımlamak için yerli bir kavram ortaya koyuyor: NEİY–Ne Eğitimde Ne İstihdamda Ne de Yetiştirmede. Bu kavram, uluslararası NEET (Not in Education, Employment, or Training) terimine benziyor ancak Türkiye'nin sosyal gerçekliğine uyarlanmış. "Training" yerine kullanılan "Yetiştirme" kelimesi, yalnızca mesleki eğitim değil, aynı zamanda kişisel gelişim, beceri kazanımı ve toplumsal hayata hazırlanma süreçlerini de kapsıyor. Veriler alarmveriyor.İTOSAM raporuna göre, İstanbul'daki 15-24 yaş arası gençlerin yaklaşık yüzde 18.6'sı NEİY kategorisinde. Bu oran, neredeyse her beş gençten birinin eğitim ve istihdamdan kopmuş olduğunu gösteriyor. Üstelik bu sadece İstanbul verisi; Türkiye genelinde oran bazı bölgelerde daha da yüksek olabilir. Rapor, NEİY gençlerin çoğunlukla uzun süreli belirsizlik içinde kaldığını, eğitimden kopmanın istihdama girişte ciddi engeller yarattığını ve iş gücü piyasasında beceri uyumsuzluğunun arttığını vurguluyor. Bu tablo, ekonomik büyüme ve toplumsal bütünlük açısından ciddi riskler taşıyor.
Haberin DevamıKOPUŞUN NEDENLERİ: Tek bir sebep yok... Ekonomik istikrarsızlık ve yüksek genç işsizlik oranı en görünür nedenler arasında. İş bulma imkânlarının kısıtlı olması, düşük ücretler ve kayıt dışı çalışmanın yaygınlığı, gençleri motivasyonsuz hale getirebiliyor. Ancak araştırmacılar, gözden kaçan bir faktöre de dikkat çekiyor: "Cam Kubbe" ebeveynlik. Bu terim, çocuklarını dış dünyanın risklerinden korumak adına aşırı müdahaleci ve korumacı davranan aileleri tanımlıyor. Böyle bir ortamda yetişen gençler, bağımsız karar alma, sorumluluk üstlenme ve problem çözme becerilerini yeterince geliştiremeyebiliyor. Sonuçta, okuldan mezun olduklarında iş dünyasının beklentileriyle başa çıkmakta zorlanabiliyorlar. Yine de bu tabloyu yalnızca ebeveyn tutumlarına indirgemek haksızlık olur. Müfredatın iş piyasasıyla uyumsuzluğu, mesleki eğitim programlarının yetersizliği, bölgesel ekonomik farklılıklar ve hatta gençlere yönelik sosyal destek mekanizmalarının eksikliği de en az aile faktörü kadar belirleyici.
Haberin DevamıELEŞTİREL BAKIŞ: Mantık testi gerçekten de aşırı korumacılık bu kopuşun ana nedeni olabilir mi Evet, bir etkisi var ama tek başına açıklayıcı değil. Bazı gençler, yeterli öz güven ve beceriye sahip oldukları halde, karşılarında istikrarlı iş fırsatları bulamıyor. Bazıları ise yükseköğretimde alan seçimiyle iş dünyası arasındaki kopukluk nedeniyle mezun olduktan sonra iş bulamıyor. Burada asıl soru şu: NEİY gençlerin sayısı artarken, sistem onlara hangi alternatifleri sunuyor Bu gençleri yeniden eğitime veya iş hayatına kazandıracak, esnek ve erişilebilir programlar var mı Mevcut yapıda, çoğu zaman gençler "ya üniversite ya hiç" ikilemiyle karşı karşıya kalıyor. Farklı Bir Çerçeve: Geçiş dönemi eksikliği NEİY'i sadece bireysel veya ailevi nedenlerle açıklamak, sorunun yapısal boyutunu gözden kaçırmak olur. Asıl mesele, Türkiye'de okuldan işe geçiş sürecinin zayıf olması. Avrupa'nın birçok ülkesinde gençler, lise sonrası dönemde staj, çıraklık, kısa süreli mesleki kurslar veya hibrit eğitim modelleriyle iş hayatına hazırlanıyor. Türkiye'de ise bu geçiş köprüsü oldukça dar. Meslek liseleri ve üniversiteler arasında iş dünyasıyla daha güçlü bağlar kurulmadığı sürece, gençlerin becerileri ve piyasanın talepleri arasındaki uçurum kapanmayacak. Ayrıca gençlere yalnızca teknik beceri değil, iletişim, problem çözme, girişimcilik gibi "21. yüzyıl yetkinlikleri" kazandırmak da şart.
Haberin DevamıPSİKOLOJİK VE TOPLUMSAL ETKİLER: NEİY olmak yalnızca ekonomik değil, psikolojik sonuçlar da doğuruyor. Uzun süre üretken bir faaliyetten uzak kalan gençlerde öz güven kaybı, sosyal izolasyon ve umutsuzluk görülebiliyor. Bu durum, toplumsal bağları zayıflatırken, geleceğe dair inancı da törpülüyor. Toplumsal düzeyde ise bu kopuş, "kayıp nesil" riskini gündeme getiriyor. Eğitim ve istihdamdan uzak bir genç kitlesi, hem ekonomik büyümenin hem de toplumsal uyumun önünde ciddi bir engel olabilir.