Türk öğrenciler için yeni bir sayfa

Okula dönüş; eylül ayı geldiğinde Türkiye'deki okulların sınıfları yeniden sohbet sesleriyle, açılan yeni defterlerle ve öğrencilerin yeni eğitim yılına başlarken hissettikleri heyecanla doluyor.

Aileler, öğretmenler ve karar vericiler için bu dönem yalnızca rutin bir dönüş değil. Aynı zamanda Türkiye'deki eğitimi şekillendiren sosyal, kültürel ve ekonomik soruların da yansıması. Yeni bir başlangıcın enerjisi milyonlarca çocuk için okulun ilk günü hem merak hem de kaygı demek. Küçük öğrenciler okul kapısında anne babalarına sıkıca sarılırken, gençler yeni sınıflarında kimlerin olduğunu görmek için telefonlarını kontrol ediyor. Öğretmenler içinse bu enerjiyi yaz tatilinin ardından verimli bir öğrenme sürecine dönüştürmek büyük bir sorumluluk. Veliler de bu sürecin baskısını yoğun biçimde hissediyor. Okul kıyafetlerinin hazırlanması, kırtasiye alışverişi ve ders dışı aktivitelerin masrafları birçok haneye ciddi yük getiriyor. Türkiye'de yükselen enflasyon nedeniyle okul alışverişi her yıl daha da zorlaşıyor. Ancak tüm zorluklara rağmen aileler eğitime büyük yatırım yapmaya devam ediyor. Çünkü eğitim, fırsatlara ulaşmanın en güvenilir yolu olarak görülüyor.

Haberin Devamı

SINIFLARDA TEKNOLOJİ

Son yıllarda göze çarpan en büyük değişimlerden biri okullarda teknolojinin artan kullanımı. Akıllı tahtalar, tabletler ve çevrimiçi platformlar artık eğitim hayatının sıradan parçaları. On yılı aşkın süre önce başlatılan FATİH Projesi, dersliklerin dijitalleşmesini hedefliyordu. Uygulama sürecinde aksaklıklar yaşansa da pandemi, dijital araçların benimsenmesini hızlandırdı ve birçok öğretmen artık teknolojiyi daha rahat kullanıyor. Öğrenciler açısından bu değişim hem fırsatlar hem de zorluklar getiriyor. Bir yandan, çevrimiçi kaynaklar kırsal bölgelerdeki öğrencilerin dünya standartlarında materyallere ulaşmasına imkân tanıyor. Öte yandan, dijital araçlara duyulan bağımlılık eşitsizlikleri görünür kılıyor. Her evde stabil internet ya da yeterli sayıda cihaz olmadığı için bazı çocuklar ister istemez geri kalıyor. Yeni eğitim yılı başlarken bu dijital uçurumun kapatılması hâlâ en önemli sorunlardan biri.

Haberin Devamı

RUH SAĞLIĞI VE İYİ OLUŞ

Giderek daha çok dikkat çeken bir diğer mesele öğrencilerin ruh sağlığı. Sınavların baskısı, üniversiteye giriş yarışının yoğunluğu ve iş piyasasındaki belirsizlik gençlerin üzerinde büyük yük oluşturuyor. Son yıllarda eğitimciler ve psikologlar, öğrencilerde artan kaygı seviyelerine dair uyarılarda bulunuyor. Oysa okula dönüş dönemi yalnızca sınav hazırlığına indirgenmemeli. Giderek daha fazla okul, rehberlik hizmetleri, akran destek grupları ve öğrencilerin öz güvenini geliştirecek etkinlikler sunuyor. Spor, sanat ve kültürel kulüpler artık lüks değil, dengeli bir eğitimin vazgeçilmez parçaları olarak görülüyor. Veliler de artık daha çok farkında. Okul kapısındaki sohbetler sadece notlar ve ödevlerle ilgili değil; ekran süresi, uyku düzeni ya da zorbalık gibi konular da sıkça konuşuluyor. Bu eğilim, akademik başarının tek başına yeterli olmadığını, zihinsel sağlığın da en az dersler kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Haberin Devamı

ÜNİVERSİTE HAYALLERİ VE KÜRESEL UFUKLAR

Daha büyük öğrenciler için eylül aynı zamanda YKS'ye (Yükseköğretim Kurumları Sınavı) giden sürecin başlangıcı. Türkiye'nin önde gelen üniversitelerine girmek için yüz binlerce genç kıyasıya yarışıyor. Ancak birçok aile de yurt dışını bir seçenek olarak görüyor. Türkiye, dünyada en hızlı büyüyen yurt dışına öğrenci gönderen ülkelerden biri. İngiltere, Amerika, Almanya'nın yanı sıra Macaristan ve İtalya gibi ülkeler de her yıl binlerce Türk öğrenciyi çekiyor. Bu nedenle okula dönüş dönemi yalnızca yerel okullarla ilgili değil, küresel hayallerin de şekillendiği bir süreç. Veliler eğitim danışmanlarıyla görüşüyor, yurt dışı eğitim fuarlarına katılıyor ve burs imkânlarını araştırıyor.

Haberin Devamı

ÖĞRETMENLER KALBİN MERKEZİNDE

Başarılı bir okula dönüş döneminin arkasında her zaman öğretmenler vardır. Türkiye'de eğitimciler çoğu zaman kalabalık sınıflarla, yoğun bürokratik işlerle ve mütevazı maaşlarla uğraşmak zorunda kalıyor. Yine de geleceği şekillendiren en önemli aktörler olmaya devam ediyorlar. Öğretmen eğitimi ve mesleki gelişim hâlâ en çok tartışılan başlıklardan biri. Müfredatlar değiştikçe ve teknoloji ilerledikçe sürekli eğitim şart. Birçok öğretmen yaz tatilini seminerlere katılarak, ders planları hazırlayarak ya da kendini geliştirecek kurslara giderek geçiriyor. Onların azmi ve uyum yeteneği, öğrencilerin başarısı kadar takdiri hak ediyor.