Küresel eğitim dünyasında yolunu bulmaya çalışan Türk aileleri için müfredat seçimi çoğu zaman yüksek riskli bir kumar gibi görünebilir.
International Baccalaureate (IB), Advanced Placement (AP) ve A Level programları, akademik ciddiyet ve prestijli üniversitelere kabul vadetse de her biri farklı bir kültür, yapı ve yaklaşım sunar. Bu farkları anlamak, yalnızca üniversiteye giriş kapılarını aralamak değil, öğrencilerin bu yolculukta başarılı ve mutlu olmalarını sağlamak açısından da kritik önemdedir.
International Baccalaureate (IB): IB Diploma Programı, belki de en çok bilinen uluslararası müfredattır. Gücünü "geniş kapsam" ilkesinden alır; öğrenciler matematik, fen, dil ve beşeri bilimler dahil altı ders alır. Ayrıca TOK (Bilgi Teorisi), Extended Essay (Uzun Araştırma Makalesi) ve CAS (Yaratıcılık, Aktivite, Sosyal Hizmet) projeleri gibi zorunlu modüller de vardır. Bu model, öğrencileri çok yönlü, eleştirel düşünen bireyler haline getirmeyi amaçlar. Ancak burada bir sorun var. Çalışma yükü oldukça ağırdır. Altı dersin yanında bitmek bilmeyen projeler, birçok öğrencide stres seviyesini artırır. Elbette IB, iddialı Türk öğrenciler için Oxford ya da Harvard gibi üniversitelere giden bir yol olabilir. Fakat bu yükü yönetemeyen öğrenciler için sonuç tam tersi olabilir, başarı yerine yıpranma.
Haberin DevamıAdvanced Placement (AP): AP programı, Amerika'da doğmuş farklı bir sistemdir. Öğrenciler tek yıllık çok çeşitli derslerden seçim yapar; calculus, kimya, psikoloji, sanat tarihi ve daha fazlası. Sınavlar 1 ile 5 arasında puanlanır. Özellikle ABD üniversiteleri, yüksek puanlı AP sonuçlarını kredi olarak kabul eder. AP'nin esnekliği avantajdır fakat sınırları vardır. Avrupa veya İngiltere hedefleyen Türk öğrenciler için AP, IB veya A Level kadar yaygın kabul görmez. Çoğu üniversite, AP'nin yanında lise diploması ve ek belgeler de ister. Bu da parçalı bir tablo yaratır. Dolayısıyla AP, ABD'ye gidecek öğrenciler için mantıklı bir seçenek olabilir fakat tek başına yeterli bir sistem değildir.
Haberin DevamıA Level: Derinlik genişliğin önünde A Level ise köklü bir İngiliz geleneği olarak öne çıkar. IB'nin aksine, A Level öğrencileri erken uzmanlaşır. Genellikle üç veya dört ders seçilir ve iki yıl boyunca bu derslerde yoğunlaşılır. Bu yaklaşım, öğrencilere güçlü oldukları alanlarda derinleşme fırsatı sunar. Örneğin mühendislik hedefleyen bir öğrenci matematik, fizik ve kimya seçebilir, ikinci bir yabancı dil zorunluluğu yoktur. Hukuk isteyen bir öğrenci edebiyat, tarih ve politika derslerinde yoğunlaşabilir. Bu alan odaklı derinlik, üniversiteler açısından son derece değerli bir göstergedir. Üstelik A Level dünya çapında prestije sahiptir. Oxford ve Cambridge'ten ABD Ivy League okullarına, Asya'daki seçkin üniversitelere kadar A Level sonuçları güvenilir bir ölçüt olarak kabul edilir. IB'deki kadar geniş yük yoktur, AP'deki kadar parçalı değildir. Türk öğrenciler için bu denge çok stratejik bir avantajdır.
Haberin DevamıTürk öğrenciler için A Level mantıklı seçim: Türkiye'de üniversite giriş sistemi oldukça rekabetçidir. Birçok aile, çocuklarını yurt dışında okutmayı tercih eder. Bu noktada IB çok yorucu olabilir, AP ise sınırlı kabul görür. A Level ise hem saygın hem de pratiktir. A Level öğrencilerin güçlü oldukları alanları öne çıkarmasına imkân tanır. İngiltere üniversitelerine doğrudan giriş sağlar, çoğu zaman hazırlık (foundation) yılına gerek kalmaz. Bu da hem zamandan hem de paradan ciddi tasarruf demektir. BCM Academy Türkiye'de A Level sunuyor, eskiden A Level almak için öğrencilerin yurt dışına gitmesi ya da pahalı yatılı okullara kaydolması gerekiyordu. Artık bu engel ortadan kalkıyor. İngiltere merkezli ve Ofqual tarafından denetlenen BCM Academy, Türkiye'de A Level programlarını başlattı. Öğrenciler artık 12 farklı A Level dersinden seçim yapabiliyor. Bu dersler fen bilimlerinden beşeri bilimlere, matematikten işletmeye kadar uzanan geniş bir yelpazeyi kapsıyor.