Geçtiğimiz hafta İstanbul'da British Council tarafından düzenlenen IMAT sınavında yaşananlar, bir sınav skandalından öte, bu ülkenin gençlerinin alın terine vurulan bir tokat gibiydi. Yıllardır hayalini kurduğu tıp eğitimi için gece gündüz çalışan öğrenciler, gözetmenlerin sessizliği ve organizasyonun dağınıklığı karşısında çaresiz bırakıldı. Bir sınav adaletle yapılmadığında, aslında o sınav yalnızca kâğıt üstünde vardır.
Yılda yüzlerce öğrenciye İtalya eğitim yolculuklarında rehberlik eden yurt dışı eğitim danışmanı Burak Yılmaz ile yaptığım söyleşi sonucunda aldığım notlar... Sabahın erken saatlerinde sınav salonuna giren adaylar, daha ilk dakikadan itibaren belirsizlikle karşılaştı. Türk görevlilerin prosedürlere hakim olmaması, adayların sorularına yanıt verememesi, herkesin birbirine yönlendirildiği bir kaos yarattı. British Council gibi bir kurumun böylesine kritik bir sınavı bu denli amatörce yönetmesi, affedilecek bir hata değildir. Dahası, sınav başlamadan önce bazı adayların sınav kitapçıklarına göz attığı, aralarında soruları tartıştığı iddiaları salonlarda dolaştı. Sınav sırasında fısıldaşarak cevap paylaşanlar, tuvalet molalarını 2'şerli kullanarak bilgi alışverişi yapanlar... Bunların hepsi gözetmenlerin gözleri önünde oldu. Ama gözetmenler, öğrencilerin tabiriyle, "sinema izler gibi" izlemekle yetindiler. Asıl kırıcı olan, şikâyet eden öğrencilere verilen yanıttı; "Biz bir şey yapamayız." Düşünün, hakkınızı arıyorsunuz, size bakan görevli sorumluluk almak yerine ellerini kaldırıp kenara çekiliyor. Oysa gözetmen orada adaleti sağlamak için vardır. Görevini yapmadığında, bütün emek çöpe gider. Bir başka rezalet ise sınav yönergelerinin yalnızca anlaşılması güç bir İngilizce'yle ve Farsça olarak aktarılmasıydı. Türkiye'de yapılan bir sınavda Türkçe bilgilendirme yapılmaması, bu ülkenin öğrencilerine yapılmış açık bir haksızlıktır. Bu, sınavın eşitlik ilkesine gölge düşürmüştür.
Haberin DevamıÖĞRENCİLER SOSYAL MEDYADAN PAYLAŞTILAR
O gün sınava giren öğrenciler, hissettikleri adaletsizliği sosyal medyada ve kendi aralarında paylaşmaya başladı. "Birileri önceden başladı, gözetmenler gördü ama sustu" diye yazdılar. Bu yalnızca öfke değil, derin bir hayal kırıklığıdır. Çünkü gençler biliyor ki, çalışarak elde etmeleri gereken fırsatlar, başkalarının usulsüzlüğü yüzünden ellerinden alınabilir. Biz eğitim sektöründe yıllardır emek veren insanlar olarak bu tabloya kayıtsız kalamayız. Danışmanlık yapmak, yalnızca doğru üniversiteyi önermek değildir. Aynı zamanda öğrencilerimizin hakkını savunmaktır. Eğer bir sınav salonunda adalet yoksa, bütün emekler heba olur. İşte bu yüzden bu mesele yalnızca bir sınav günü skandalı değil; gençliğimize verilen değerin ölçüsüdür. Bu noktada sormalıyız; British Council bu sorumluluğu üstlenecek midir İstanbul'daki bu sınavla ilgili resmi bir soruşturma açılacak mıdır Gelecek yıllarda sınav güvenliği sıkılaştırılacak mıdır Kamera kayıtları incelenerek şu anda sonuç bekleyen belki de 1 puanla girmek istediği okula yerleşemeyecek öğrenciler için bir aksiyon alınacak mıdır Bunlar ertelenemez, ötelenemez talepler. Hiçbir sorumsuzluk ya da ihmal çocuklarımızın göz göre göre 1 yılının yenmesini meşrulaştırmamalı.
Haberin DevamıYETKİLİLERİ DOĞRUDAN GÖREVE DAVET EDİYORUZ
Yurt Dışı Eğitim Danışmanları Derneği'mizin de (YEDAB) öncülüğünde, konunun gündeme geldiği ilk iş günü itibarıyla İtalyan Konsolosluğu, MIUR ve British Council'a da tüm resmi dilekçe ve şikâyetler iletildi. Sadece "önümüzdeki yıllarda daha dikkatli olacağız" gibi bir geçiştirme hamlesi değil, doğrudan usulsüzlüklerin yapıldığı bu yılki sınavın da adil bir şekilde sonuçlandırılması için yetkililerin tamamını doğrudan göreve davet ettik ve ediyoruz. Öğrenciler geçici, kurumlar kalıcı rahatlığıyla kafasını kuma gömme lüksüne de hiçbir meslektaşımızın sahip olmadığını düşünüyorum. IMAT, İtalya'da tıp okumak isteyen öğrencilerimiz için hayati bir adımdır. Bu sınavın hakkaniyetsiz yapılması demek, yalnızca bir kuşağın değil, bu ülkenin geleceğinin çarpıtılması demektir. Öğrencilerimizin emeği kutsaldır. Kimse o emeği göz ardı edemez. Yetkililerden şeffaf bir açıklama, British Council'den ise sorumluluk bekliyoruz. Biz susmayacağız. Çünkü bu mesele, yalnızca bugünün değil, yarının meselesidir. Ciddi bir açıklama bekliyoruz.