Eşinizle uyumaya hazır mısınız

Hayat arkadaşı olunca mı aile olunur yoksa çocuk olunca mı aile olunur tartışmaları vardı yakın zamanda. Bu tartışma bir yana dursun bir çiftin hayatında şüphesiz ki belirgin kriz ve kırılma dönemleri vardır.

Çok iyi iletişim becerilerine sahip, uyumlu çiftler dahi nişan ve düğün gibi süreçlerden yorgun çıkar. Bazıları ise bu süreçlerde çift olmayı bırakarak, yollarını ayırma kararı alır.

Nişan, düğün gibi kriz süreçlerinin ardından bu yeni kurulan aileyi artık yeni bir kriz dönemi bekler. Çocuk…

Bazen ortak kararla, bazen plansız bir biçimde anne-baba olunur (bazen ise sadece kök ailelerin beklentisini karşılamak için de çocuk sahibi olunduğu görülmektedir).

Minicik bir şey gelir dünyaya, tamamen size muhtaç ve her gün gözünüzün önünde büyüyen, size çok benzeyen ancak sizden de tamamen farklı, masum, sevimli bir bebek.

Aile olmak için çocuk gerekli midir tartışmasını bilmem ama "çift" olmanın en büyük faili toplumun yüklediği ana-baba rolüdür.

Bebeğin yatağı hemen yatak odasında bir köşeye konulur. Zaman geçer. Gece uyanmaları sebebiyle çiftimiz yorgun düşer, kalkıp yatmak zorlaşır. Bebeğimiz de birkaç aylık olmuştur. Bebeğimiz kendi beşiğinden çiftimizin yatağına geçiş yapar. Çiftimiz ya da ebeveynlerden biri artık bu minicik, dünyalar tatlısı bebeğimizle uyumaya başlar. Çiftimizin biri salona taşınır. Ya da çocuğun odasına çocukla birlikte ebeveynlerden biri yerleşir. Diğer taraf yatak odasındaki yatakta kalmaya devam eder.

Çocukla uyumak güzeldir. Mis kokuludur. Hele bir de anne çalışıyorsa, duygusal süreçlerde yetersiz miyim düşüncesi beyninde yankılanmaya başlar ve geceleri sarılarak uyumak artık vazgeçilmez olur. Bebeğimiz büyür artık çocuk olur. Bu durum zaten onun işine gelen ve istediği bir şeydir.

Çocuğumuz odada tek başına kalamamaya, tek başına oynayamamaya, annesinden ayrılamamaya başlar. Çocuğumuz anneye sarıldıkça, baba "zaten hep annesini istiyor ben istesem de bana gelmiyor ki" der. Kendisini sistemin dışına çeker. O sistemin dışına çekildikçe boş kalan alanı anne telafi etmeye çalışır. Anne yıpranır, baba kısıtlanmış hisseder. Bu sırada çiftimizin duygusal alanında da eksilmeler yaşanır. Duygusal uzaklaşma fiziksel olarak uzaklaşmayı da beraberinde getirir.