Bir hekim olarak her gün onlarca kadınla karşılaşıyorum. Onların hikayelerini dinliyor, endişelerine ortak oluyor, umutlarına şahitlik ediyorum. Muayene odam, sadece fiziksel şikayetlerin değil, aynı zamanda toplumsal önyargıların, bilgi eksikliğinin ve bazen de çaresizliğin dile geldiği bir ayna gibi. Görüyorum ki, kadın sağlığı konusunda hala aşmamız gereken çok büyük engeller var ve bu engelleri aşmanın en etkili yollarından biri; sosyal sorumluluk projeleri.

PROJE AMA NASIL

Evet, kadın sağlığı projeleri artmalı. Ama nasıl projeler Sadece "bilgilendirme" panolarından ibaret olmayan, sadece bir günlük etkinliklerle sınırlı kalmayan, gerçekten halkın içine inen, dokunan ve hayatlara gerçek anlamda etki eden projeler. Çünkü biliyorum ki, kadınlarımız hala pek çok konuda suskun. Utanıyorlar, çekiniyorlar, bazen de bilgiye nasıl ulaşacaklarını bilmiyorlar.

HAYATTAN KOPUK OLMAMALI

Maalesef, kadın sağlığıyla ilgili bazı sosyal sorumluluk projeleri, "iyi niyetli" olsalar da gerçek hayattan biraz kopuk kalabiliyor. Bilimsel makalelerle dolu, terminolojisi ağır sunumlar veya sadece belli bir kesime hitap eden etkinlikler, ulaşmamız gereken o geniş kitleye nüfuz edemiyor. Oysa bizim, Ayşe Teyze'nin, Fatma Bacı'nın, üniversite öğrencisi Zeynep'in, tarlada çalışan Emine Hanım'ın dilinden konuşmamız gerekiyor.

KIRSALDAKİ KADINLAR ÖNEMLİ

Özellikle kırsal bölgelerdeki kadınlara ulaşmak için gezici sağlık ekipleri veya mobil tarama araçları gibi projelere ağırlık vermeliyiz. Bilginin ve hizmetin ayaklarına gitmesi, çekinceleri kırmanın en etkili yoludur.