Küçük, ergenlik çağının kapısında ve tam içinde olan çocuklarına cinsel bilgileri nasıl vermesi gerektiğini bilmeyen, verip vermemesi konusunda bilgi yoksunluğu nedeniyle kararsızlık yaşayan anne babaları çok iyi anlıyorum. Elbette doğru bilgileri doğru zamanda paylaşmak, sağlıklı pratiklere sahip bireyler yetiştirmemizi sağlar. Biz yetişkin kadınlar, bizden önceki neslin yeterli bilinç düzeyine erişememiş olmasının ceremesini çektik. Ancak şimdi zaman değişti, biz değiştik, dünya küçüldü ve cebimize girdi. Artık ezberler bozuluyor ve hayır hiçbir şey uçlara savrulmuyor, kastım bu değil yani. Her şey olması gerektiği gibi olmaya yaklaşıyor. Çocuklarımızı en doğru biçimde eğiteceğiz, destekleyeceğiz ki, ileride cinsel yaşamlarını zora sokan, psikolojilerini hala etkileyen travmaları olmasın.
Haberin DevamıEĞER ANLATMAZSAK
Cinsellik; utanılacak, gizlenecek ya da üstü örtülecek bir konu olmaktan çıkmalı. Çünkü çocuklarımıza anlatmadığımız her şey, yanlış kaynaklardan, sağlıksız ortamlardan ya da akran baskısıyla öğreniliyor. Oysa doğru bilginin güvenilir bir kaynaktan, yani aileden gelmesi; çocuğun hem kendini güvende hissetmesini sağlar hem de yanlış yönlendirmelere karşı bir kalkan oluşturur. Anne babalar olarak, çocuğun yaşına uygun, basit, anlaşılır ama aynı zamanda doğru bilgileri vermek en büyük sorumluluğumuz.
GÜVEN, SAYGI, MAHREMİYET
Unutmamalıyız ki, çocuklarımız merak eden, soran ve sorgulayan bireyler ve böyle olmaları hepimiz için şans. Onların bu doğal meraklarını bastırmak, utançla sona ermesine neden olmak ya da suçluluk duygusu yüklemek, yalnızca sorunların büyümesine ve ileride yeniden ortaya çıkmasına, daha yıkıcı olmasına yol açar. Sağlıklı sınırlar koyarak, bedenlerini tanımalarını destekleyerek ve "hayır " diyebilme gücünü kazandırarak onları geleceğe hazırlayabiliriz. Cinsellik konuşmaları sadece üreme ya da biyoloji ile sınırlı değil; aynı zamanda güven, saygı, mahremiyet ve sağlıklı ilişkiler üzerine kurulu bir yaşamın temelleridir.