Akışta kalmak yerine harekete geçeceğimiz bir yıla giriyoruz. 2026'da mevcut ideolojilerin sorgulanmasına ve radikal yeni fikirlerin ortaya çıkmasına tanık olabiliriz. 27 Ocak 2026'da Neptün'ün Koç burcuna geçmesi medeniyetin yapısal formatının baştan başlatılması anlamına geliyor. 14 Şubat'ta Satürn'ün Koç burcuna geçişiyse kuraklığı ve tarım için elverişsiz koşulları daha da arttırabilir.
Yeni bir yıla girmek için heyecanla günleri saydığımız şu dönemde 2026'da bizleri nelerin beklediğini hepimiz merak ediyoruz. Astrolojik olarak dünyada hangi gelişmelerin yaşanabileceğini sizlerle cumartesi yazılarımda paylaşacağım. İlk olarak bu hafta Neptün'ün ve Satürn'ün Koç burcuna geçmesinin etkilerinden bahsedelim...
İDEOLOJİK FANATİZMİ KÖRÜKLER
NEPTÜNKOÇ BURCUNDA
Neptün 2012 senesinden itibaren Balık burcunda seyahat ediyordu. 30 Mart 2025'te Koç burcuna geçti ve seyahati 22 Ekim 2025'e kadar sürdü. Aslında bu bir öngösterimdi. Neptün 27 Ocak 2026'da tekrar Koç burcuna geçecek ve 2039'a kadar orada olacak.
Haberin DevamıDünya astrolojisinde Neptün illüzyonların gezegeni olarak biliniyor. Denizler, okyanuslar, rüyalar, yaratıcılık, sezgi, ruhsal temalar ve hayalleri sembolize ediyor. Ayrıca sinema, televizyon, moda, bağımlılıklar ve enerji çalışmaları da bu gezegenin kapsamına giriyor.
Neptün'ün Koç burcuna geçmesiyle dünyadaki savaşların doğası değişebilir. Cephe savaşları hibrit, siber ya da biyolojik savaşa dönüşebilir. Düşman görünmez hale gelebilir. Neptün inanç, Koç'sa ateş. Bu kombinasyon dini veya ideolojik fanatizmi körükleyebilir.
Koç burcundaki Neptün sanal benlikler yaratma arzusunu tetikleyebilir. İnsanlar fiziksel gerçeklikten kopup dijital avatarlarıyla sınırsız bir sanal okyanusta yaşamak isteyebilirler.
Neptün, Koç burcuna yalnız girmiyor. Şubat 2026'da Satürn'le 0 derece Koç burcunda kavuşuyor. Özellikle şubat, mart ve nisan aylarında bunun etkilerini görebiliriz. Mundane astrolojide (dünya astrolojisi) 0 derece Koç 'dünya ekseni' (axis mundi) olarak kabul ediliyor. Yani bu dereceye temas eden gezegenler, sadece belirli bir bölgeyi değil, tüm dünyayı etkiliyor, global çaptaki olayları tetikliyor. Satürn ve Neptün'ün bu noktada buluşması, insanlık tarihinde yaklaşık 360 yıllık döngülerin (Satürn ve Neptün'ün tüm Zodyak'ı dolaşıp başa dönmesi) kapanıp açılmasına işaret ediyor. Bu sadece bir siyasi dönemin değişimi değil, medeniyetin yapısal formatının reset'lenmesi yani baştan başlatılması anlamına geliyor.
Haberin DevamıDevlet, yapı ve otoriteyi sembolize eden Satürn'ün etkisiyle mevcut sınırlar, köklü devlet gelenekleri ve uluslararası kurumlar (Birleşmiş Milletler, NATO vb.) işlevini yitirebilir. Ortama kaos hâkim olabilir. Tarihsel açıdan baktığımızda Satürn ve Neptün kavuşumları sosyal devlet anlayışının değişimiyle ilgili. Koç burcunda olması bunun devrimci bir talep olarak halktan geleceğini gösteriyor.Toplumlarda ruhsal uyanış yaşanabilir. Neptün Balık sürecinde 'akışta kal' mottosu yükselmişti. Şimdi 'harekete geçen yaşar' kavramı dile pelesenk olabilir. Mevcut inanç ve ideolojiler sorgulanabilir ve radikal fikirler ortaya çıkabilir.
Bu dönem aynı zamanda karizmatik ama yanıltıcı liderler çağı. Kitleleri hipnotize edebilen, mantıktan ziyade inançla hareket eden liderlerin yükselişi muhtemel. Bu liderler kitleleri büyük idealler peşinde sürükleyebilirler ama büyük hayal kırıklığına da yol açabilirler.
Haberin DevamıSU YENİ PETROL OLABİLİR
Okyanus sınırlarının yeniden çizilmesi veya su kaynaklarıyla ilgili çatışmalar gündeme gelebilir. Su yeni petrol olabilir ve uğruna savaşılabilir. Deniz ticareti daha etkin hale gelebilir. Çok büyük fırtınalar da gözlemlenebilir.
Sağlık konusunda da Koç baş bölgesini ve akut hastalıkları, Neptün'se virüsleri ve bağımlılıkları yönetir. İmmünoloji ve viroloji alanında radikal buluşlar beklenebilir. Bağışıklık sistemini yeniden programlayan aşılar, gen tedavileri geliştirilebilir. Beyinle ilgili yeni tedavi yöntemleri, hafıza silme/ekleme gibi fütüristik konulardan bahsedebiliriz. Yeni tür viral salgınlar veya sentetik uyuşturucular yayılabilir. Biyoteknoloji, genetik mühendisliği ve nöroteknoloji alanlarında yeni keşifler yapılabilir. Demans, alzheimer gibi beyinle ve hafızayla ilgili hastalıkların tedavisine ilişkin harika gelişmeler yaşanabilir ya da bazı göz kusurları tarih olabilir. Yapay zekânın beyne entegre edilmesi gibi konular gündeme gelebilir. Çocuk sahibi olma motivasyonu ciddi anlamda düşebilir. Veya insanlar dijital alanda çocuk sahibi olmak isteyebilir, 'yapay çocuklar' görebiliriz.

7