Nüfus alarmı
Dünya nüfusu yaşlanırken ne diyorduk hep Türkiye için büyük bir demografik fırsat penceresinin açıldığını, Avrupa'nın en genç ülkesi olduğumuzu, bu fırsatın ekonomik kalkınmayı beraberinde getireceğini anlatıyorduk. Asya Kaplanları'nın bu fırsatı değerlendirip zengin ülkeler sınıfına girdiğinden dem vuruyorduk. Esasında bu fırsat penceresi 2005 yılında açılmıştı. 2030'lara kadar sürecek bu fırsatı iyi değerlendirmek gerekiyordu.
Yapabildik mi
Kısmen...
Dün Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı 2024 nüfus verilerine bakın. 85.6 milyonu geçen nüfusumuzla hâlâ genç bir ülke sayılabiliriz.
Ama...
İstatistiklerde alarm durumuna geçen çok veri var.
Misal, doğurganlık oranı gitgide düşüyor. Nüfusun kendini yenileme düzeyi 2.10'un altında... Nüfus yaşlılığında artık kırmızı alarm durumuna geçiyoruz. Çalışma çağındaki (15-64 yaş grubu) nüfusun oranı 2007'de yüzde 66.5'ti, 2024'te 68.4 oldu. Çocuk nüfus oranı (0-14 yaş grubu) yüzde 26.4'ten 20.9'a geriledi. 65 ve daha yukarı yaştaki nüfusun oranı ise 7.1'den 10.6'ya yükseldi. Kırsalda nüfus azalıyor, merkezlerde şişiyor. Düşünsenize, Türkiye nüfusunun yüzde 93.4'ü kent ya da ilçe merkezlerinde yaşıyor. Köyde yaşayanların oranı 2024'te yüzde 6.6'ya düştü. Nüfus üç beş şehre sıkışmış durumda... İstanbul bunlardan biri... Kilometrekareye düşen insan sayısı 2 bin 934 kişi... Türkiye nüfusunun yüzde 18.3'ü burada... Onun hemen arkasından Ankara, İzmir, Bursa, Antalya geliyor. Hane halkı büyüklüğü 3.11 kişiye geriledi. Doğu illeri dışında haneler küçülmeye devam ediyor.
Yaşlanan nüfus arttıkça, çalışan nüfus sayısı yükselmedikçe sosyal güvenlik sistemini nasıl ayakta tutacağız Vatandaşı köye geri döndüremezsek tarımsal üretimi nasıl sağlayacağız