Anadolu Çocuk Oyunları Kolu AÇOK'un kurucularından olan Ümit Denizer'i Şubat 2025'in ilk günlerinde kaybettik.
1973 yılında Muhsin Ertuğrul ve Haldun Taner'in yönlendirmeleriyle Turgut Denizer, Ümit Denizer ve daha sonra İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda çalışmaya başlayan Cemal Ünlü tarafından kurulur AÇOK. Halkevlerinde tiyatro yapan gençler tarafından da desteklenen topluluğun ilk oyunu Ümit Denizer'in Oscar Wilde'ın "Genç Kral" öyküsünden esinlenerek yazdığı ve Turgut Denizer'in yönettiği "Mutluluklar Ülkesi"dir. Çocuk oyunudur bu ama her yaştan seyircisi oluşuverir. Muhsin Ertuğrul da tabii ki seyirciler arasındadır. "Mor Gezegen", "Ferhat ile Şirin", Şehir Tiyatrosu için yaptıkları "Keloğlan"ı, kukla oyunu "Leke, Çizgi, Benek, Renk" izler... Bu arada, "Keloğlan"ın başarısı yurtdışına kadar uzanır. 1975 yılında Hamburg'da düzenlenen Çocuk Oyunları Festivali'ne davet edilir. "Keloğlan" ve Almanya'yı Fransa, İsviçre turneleri takip edecektir... Daha pek çok oyun AÇOK dağarcığında yerlerini alacaktır...
Ve bu arada, nasıl unuturuz 1992 yılında İKSV 4. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali'nde AÇOK'un "Perdeci"sini Muhsin Ertuğrul'un 100'üncü doğum yıldönümü vesilesiyle onun hayat hikâyesini nasıl bir coşkuyla oyunlaştırdıklarını ve Ortaköy'den hareket ederek İstinye'ye kadar uzanan Boğaziçi vapuruyla yapılan bu yolculukta Turgut ve Ümit Denizer'in çalışmalarını Sadece AÇOK oyuncuları değil, Tiyazro Oyuncuları, Sarıyer Halk Eğitim Merkezi Oyuncuları, Sarıyer Belediye Tiyatrosu Oyuncuları da çocuklar ve de yetişkinler için yapılan bu değerli çalışmada rol alırlar.
ÇOCUK TİYATROSUNDA EĞİTİM1979 yılında "Oyun" dergisinde kendisiyle yapılan bir söyleşide temel amaçlarının geleceğin seyircisini yetiştirmek olduğunu belirten Ümit Denizer, "çalışkan, insansever, devrimci bir seyirci oluşturmaya uğraşıyoruz" diyecektir. Söylediklerini okudukça Denizer'in, bugünkü eğitim sistemimizi düşünüyorum. Yine geriye gidiyorum. Bellek tazeliyorum. 2010 yılında Tiyatro Eleştirmenler Birliği tarafından yayımlanan TEB Dergi'de çocuk tiyatrosunun eğitimdeki yeri üstüne dururken neler söylediğine bakıyorum sanatçının: "Tiyatroyla eğitim demek çocukların düşünmesini sağlamak demektir. Tiyatro çocuklara, evrende yalnız olmadıklarını söyler. Yaşama sevinci verir. Hayat kurdurur ve hayallerinin peşine düşmelerini öğütler. Bizim 'terbiye'den anladığımız budur."