Kasım'da buruk günler...

Evet, 10 Kasım 2025 sevdamız ve sevdalımız Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 87. yılı.

Benim gibi düşünenlerin akıl erdirmekte zorlandığı bir uygulamayla 10 Kasım pazartesi günü, ilk ve orta dereceli okullar tatil edildi. 8-9 gün sürecek bir ara tatil! Milli eğitim bakanına ya da üstlerine "Neden" diye sormuyorum bile! Abesle iştigal olur. Var mı diyecek başka bir söz Var. Atatürk'ün 22 Eylül 1925 tarihinde Samsun İstiklal Ticaret Mektebi'nde yaptığı konuşmadaki şu sözlerini onun anısına yapılan bu bilinçli saygısızlığa cevaben paylaşıyorum: "Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında mürşit aramak gaflettir, cehalettir, delalettir."

Dünden bugüne köprülerin altından geçen ve giderek bulanıklaşan sulara rağmen Ata'mız genç, yaşlı hepimizin içinde. Yanında. Yöresinde. Gerisi, "lafı güzaf".

***

Atatürk ilkeleriyle yetişmiş, Atatürk ilkelerinin bu topluma armağanı olan iki önemli tiyatro insanını da kasım ayında, birbirlerine yakın tarihlerde yitirdik. Saygıyla selam ediyorum.

BİR DEĞERLİ TİYATRO BİLİMCİSİ

Ne kadar çok yolum kesişiyor Özdemir Nutku Hoca'mla şu günlerde İstanbul Şehir Tiyatrosu'na, Muhsin Ertuğrul'a, Ankara Devlet Tiyatrosu'na dair okumalarımda.

8 Kasım 2019 yılında 88 yaşında vefat ettiği zaman İzmir'de 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi bünyesinde 1976'da kurmuş olduğu sahne sanatları bölümünden emekliydi, ama öncelikle 1959'da Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Enstitüsü'nün de kurucularından biriydi. Hiç durmadan çalıştı, üretti, değerli tiyatro insanları yetiştirdi. Ne güzel ki, Ankara'da ben de onun öğrencisi oldum. alışmalarıyla hem benim kuşağımı hem benden sonra gelen kuşakları besledi.

Hemen belirtmeliyim ki İKSV Nejat Eczacıbaşı Vakfı için Muhsin Ertuğrul'un anılarından, belgelerinden yola çıkarak hazırladığı Benden Sonra Tufan Olmasın ve Gerçeklerin Düşleri önemli araştırma kitaplarıdır.

Yine, Darülbedayi'nin İlk Elli Yılı ve saymakla bitiremeyeceğim pek çok kitabı tiyatro tarihimize zengin katkılardır. 2021 yılında aramızdan ayrılan eşi Prof. Dr. Hülya Nutku'nun Prof. Dr. Özdemir Nutku'ya Armağan kitabında ondan alıntıladığı şu sözleriyle bir kez daha selam ediyorum Özdemir Hoca'ya: "Sanat yaratan için de izleyen için de insanların kendilerini anlamalarına ve bulmalarına yarayan bir araçtır; sanat, doğru yaşamanın yollarını gösteren en önemli araçtır; düşündürür, duygulandırır, bilinçlendirir. Sanat bu yüzden toplum yaşayışı için önemlidir."

BİR DEĞERLİ TİYATRO SANATISI

17 Kasım 2019'da aramızdan ayrıldı sevgili Yıldız Kenter. Ne kadar hızlı akıyor zaman... Onunla olan dostluğum, ondan öğrendiklerim bir dünyaya bedel sanki. Ne mutlu bana ki hayatını yazma teklifimi hiç düşünmeden, o anda kabul etti ve kitap; Tiyatro Benim Hayatım, 2015'te Yapı Kredi Yayınları'ndan çıktı. Mutlu etti bu kitap Yıldız Hanım'ı. 2019 yılına kadar her çıkan yeni baskıyı da keyifle imzaladı bana. Onun hayatı, sadece büyük bir sanatçı olduğu için değil, sanatçılığının ötesinde çok önemli bir adım atarak ilk özel tiyatro binasını, Kenter Tiyatrosu'nu inşa etmek için elini taşın altına koymasıyla da önemlidir. Ama vefatından sonra Son yıllarında kaç kez "Burası tiyatro olarak devam etsin istiyorum. Gerçekten çok üzgünüm çünkü zamanım kalmadı" demiştir sayısını hatırlamıyorum. Aslında, şu noktada o konulara girmek istemiyorum da. Girilse çıkılamayacak içinden, hele de ülkenin şu durumunda! Ama o tiyatroda yıllarca yerli ya da yabancı nice yazarla, nice oyunla soluk alıp veren bir seyirci olarak İstanbul'un kapkaranlık caddelerinin orta yerinde aynı karanlığa bürünmüş o bir zamanların aydınlık Kenter Tiyatrosu'nu düşünmek hüzünlendiriyor beni şimdilerde. Ve bu noktada sözü