Köksal'ın hatırlattığı CHP çelişkisi

CHP'nin Afyonkarahisar Belediye Başkan Adayı Burcu Köksal'ın DEM Parti ile ilgili sözleri birkaç farklı şeyi bir arada değerlendirme fırsatı sundu. Birincisi, süreç yönetimi konusundaki başarısızlık örneklerine bir yenisinin eklenmiş olması. Genel Başkan Özgür Özel'in Habertürk Televizyonu'ndaki röportajından anlıyoruz ki, seçime kadar, Köksal'ın başarı olasılığı göz önüne alınarak, konunun üzeri kapatılıyor. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Genel Başkanı'nın da, parti kurumsal kimliğinin de ötesine geçen erken müdahalesi de bir başka boyut. Bir önceki cümlemin kınama değil, tespit olduğunun altını çizmeliyim. Zira İmamoğlu, siyasi manevra olarak, kendisi açısından doğru hamleyi yapmıştır.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Ancak Köksal vakası, başka bir hatırlatmada daha bulunuyor. DEM meselesi öne çıkınca, Köksal'ın, "Suriyelileri amasız fakatsız, lakinsiz Afyonkarahisar'dan göndereceği"ne ilişkin sözleri gölgede kaldı. Köksal'ın sosyal medya paylaşımlarını ve demeçlerini gözden geçirdim. Sıklıkla "Anadolu'da misafirlik 3 günlük derler. Başta Suriyeli olmak üzere diğer mültecilerin misafirlikleri uzadı. Bir kere Afyon'da rahatlıkla iş yeri açabilmelerine engel olacağım. Mültecilerin Afyon'dan ayrılmaları için ne gerekiyorsa onu yapacağım" gibi açıklamalarını gördüm. Çok tanıdık değil mi

Aynısının tıpkısını, Genel Merkez'in önünde koltuk fırlattığı halde, parti yönetimi değişince af ile geri dönen Bolu Belediye Başkanı ve yine adayı olan Tanju Özcan'dan duymuştuk. Türkiye günlerce tartıştı onun sözlerini. Kentteki billboardlara Arapça "Sizinle paylaşacak ekmeğimiz ve suyumuz kalmadı. Dönün ülkenize" yazdırmıştı. Irkçılıkla suçlandığında "Milletini sevmek nefret suçuysa, işlemeye devam edeceğim" demişti. Mültecilerden su ve katı atık vergilerinin 10 kat zamlı alacağını açıkladığı zaman, aslında yabancı uyruklu su abonesi sayısının sadece 171 olduğu ortaya çıkmıştı. Sayı sembolikti de koparılan tufan büyüktü.

Çok değil, bir kaç hafta önce de partinin Ankara Mamak Belediye Başkan Adayı Veli Gündüz Şahin, üç Irak Türkmeni çocuğun yüzüne baka baka, "Bunlar büyüdüğü zaman büyük sorun olur, gönderirim bunları" demişti. Tepki görünce özür diledi. Dikkatimi çekmişti, özür dilerken kendisini tanıyan herkesin, o ifadelerin görüşleri olmadığını bileceğini söylemiş, bir de bu olay üzerinden partisinin yıpratılmaya çalışıldığını ifade edip "fırsatçılık" demişti. Sizin görüşünüz değilse, zorla mı söylettiler diye sormak geliyor. Fırsatçılık kısmına gelince, ne yapılmasını bekliyordu acaba sayın aday, o gün çevresindekiler gibi tebessümle karşılanmasını mı