Terörsüz Türkiye'nin bölgesel anlamı

İsrail'in Suriye'de Dürzilerin güvenliğini bahane ederek gerçekleştirdiği saldırıların sadece ülkenin istikrar arayışını sekteye uğratma amacı taşımadığı, dolaylı yoldan Türkiye için de risk oluşturduğu teyit edildi. Olayların, ABD Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın YPG'ye daha fazla dadılık yapamayacaklarını söyledikten ve PKK'lı bir grup sembolik olarak silah bıraktıktan sonra yaşanması zaten tesadüften daha fazlasına işaret ediyor. YPG fırsattan istifa etmek için hemen kafasını kaldırdı.

İsrail istikrarsız bir Suriye tercih ediyor.

Bir başkası için iç bütünlüğünü sağlamış, kalkınmış bir Irak risk oluşturuyor. Türkiye ile ilgili çabalar malûm.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde "önce Terörsüz Türkiye ardından terörsüz bölge hedefimize ulaşacağız" dedi.

Suriye'de olanlar tam da bu yüzden. Çünkü hem Türkiye'de hem bölgede terör devam ettiği sürece, bazı ülkeler kendilerini daha güvende hissediyor. Komşusunun önüne bakması, gelişmesi, bölge ülkeleriyle ortak hedefler doğrultusunda ilerlemesi ona "öteki" hissettiriyor. Bölgede oluşacak güç açığı işine geliyor.

Türkiye yıllarca PKK'nın sadece kendi sorunu olmadığını, Irak, Suriye ve İran için de risk oluşturduğunu anlatmaya çalıştı. Irak ancak Sudani'nin göreve gelmesinden sonra kalkınmayı odağına alınca "sorunu" kavradı. Yönetim değişikliğiyle Suriye'nin halkaya katılması bir fırsat. İran umulur ki, İsrail ile 12 günlük savaşı sırasında gördüklerinden ders çıkarsın.

Türkiye'nin "bölgesel sorunlara, bölgesel çözümler" yaklaşımının bir başka göstergesi DAEŞ'e karşı bölgesel işbirliği çabası. Orada Ürdün de denklemdeki bir başka öğe. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Suriye'deki her gelişmede Ürdün ile temas kuruyor, farkında mısınız

2024 Haziran'ında hem Irak Başbakanı Sudani ile röportaj hem de Kalkınma Yolu Projesi'ni yerinde görmek için Bağdat'tan Basra'ya kadar gittiğimde, henüz iç cephe telaffuz edilmemiş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli DEM sıralarına gidip el uzatmamış ve Terörsüz Türkiye ifadesi kullanılmamıştı. Ama orada sadece bir liman ve yol projesi değil, aynı zamanda paralelinde yeni enerji hatlarının ilerlemesi öngörülen dev projenin en büyük riskinin güvenlik olduğu vurgulanıyordu. Risk olarak hem PKK hem DAEŞ sayılıyordu. O günlerde projenin Suriye'ye uzanması mümkün görülüyor ama önünde Esad Rejimi engeli duruyordu.