Siyasette kapı kilitlenir mi

Gazeteciler sık kullandığı için beylik haline gelen tabirlerden biri, "kapalı kapılar ardında konuşulanlar"dır. Ama o kapılar kapanınca konuşulanlar hep "yansır", hep "perde arkası" da olur. Bu yazıda olmayacağına temin ederim. Çünkü 2 Mart Perşembe akşamından bu yana kimi birbiriyle taban tabana zıt, o kadar çok perde arkası ya da perde arkası süsü verilmiş teori duydum ki, tarafların sinirlerinin yatıştığına emin olana kadar, dinlemekle, gözlemlemekle yetinmek daha doğru. Zaten "millete" söylendiği ifade edilerek aslında birbirlerine söylenenler de yeterince fikir verici.Filmi biraz başa saralım. Masanın 2 Mart buluşmasının gergin geçebileceği akla gelmemiş olsaydı, CHP ve İYİ Parti Genel Başkanları öncesinde baş başa görüşmezdi. Oraya kalmasın diye ön alınmaya çalışılsa da olmadı ki, perşembe akşamı İYİ Parti'deki 'olağanüstü' toplantı duyurusuyla ete kemiğe büründü. Bu arada, Saadet Partisi'nin ev sahipliğindeki toplantıdan servis edilen ilk karelerde Meral Akşener'in ayan beyan göründüklerinin yer almaması dikkat çekmişti. Belki kasıtlı değildi ama kopan tufandan sonra manidar oldu.Üslup yapar da yıkar daPerşembeyi cumaya bağlayan gece sadece İYİ Parti Genel Merkezi'nin değil, diğer beş genel merkezin de ışıkları yanıyordu. Bir taraftan İYİ Parti'deki trafik izleniyor, öte taraftan iç değerlendirmeler yapılıyordu. Herkes İYİ Parti'deki gece buluşmasının 'karar' değil, 'temayül' toplantısı olacağını da biliyordu. Kestirilemeyen, pazartesi günü için kararlaştırılan randevudan önce Akşener'in yapabilecekleriydi. O yüzden en azından masanın bir kısmı oldukça temkinli ve ketum davrandı.Cuma günü İYİ Parti'de özetle şu oldu. Saat 13.30'da başlayan 'karar' toplantısının açıklaması saat 15.30'da yapıldı. Yani uzun sayılmayacak bir sürede kesin karar aşamasına gelindi. Akşener başta Kılıçdaroğlu olmak üzere, masadaki tüm paydaşlarını itham eden, sert bir üslubun tercih edildiği, yazılı metin ile kameraların karşısına geçti. Dolayısıyla, bu ortada üzerinde çalışılmış ve onaylanmış bir metin olduğu anlamına geliyor.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6912949;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6912949;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlardidem-ozel-tumersiyasette-kapi-kilitlenir-mi-6912949' });Seçilen kelimeler bir yana, İYİ Parti Genel Başkanı bir başka partinin iki belediye başkanını "Millet sizi göreve çağırıyor", " (Millet) Size de, ateşten bir gömlek giymeyi vazife kılmıştır" sözleriyle deyim yerindeyse açıkça isyana teşvik etti. Ama sadece bu değil. Aynı zamanda, özellikle Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı çıkan, Yavaş ve İmamoğlu isimlerinin adaylığını isteyenlere de "bakın benbiz kazanmak uğruna kendi partimizden olmayanlara bile çağrı yaptık" demiş oldu. İki belediye başkanının bu çağrıya olumlu yanıt vermemiş olmasını ilerde "ellerini taşın altına koymadılar" şikayetiyle anlatabilmeyi kayıt altına aldı. Böylece, onlara teveccüh gösterenleri kendi tarafına çekebileceğini hesap etmiş olabilir. Ayrıca Akşener yazılı metin ile "sözlerim yanlış anlaşıldı" ya da "öfke ve kırgınlıkla ağzımdan öyle çıktı" deme olasılığını ortadan kaldırdı. Sadece bir tahmin ama partinin en deneyimli şahinleri bile bu üslubu onaylamamış olabilir.Beşli dayanışmaAkşener'in çıkışının ardından tavırları izlenen birkaç odak oldu. Birincisi tabii ki CHP ve Kılıçdaroğlu. İkincisi, masanın diğer üyeleri. Üçüncüsü; iki belediye başkanı.CHP ve masanın diğer üyeleri birlikte hareket ettiler. Sadece Kılıçdaroğlu tıpkı Akşener gibi kameranın karşısına geçti. Sakin hatta tebessüm ederek ama şimdiye kadar biriken tüm hesabı nazikçe gören bir karşılık verdi. "İttifakın diğer ortakları medyaya çıkıp hakaretler etmiyor", "Hiçbirinin ittifak içinden oy devşirmeye çalıştığını da görmedim", "Sürekli aynı olgular, birbirini tekrar