'Önceliğimiz tarım alanlarını kurtarma'

Deprem bölgesindeki tarım alanlarında sadece kışlık ekimlerin bulunduğunu belirten Kirişci bu nedenle önemli bir hasarın olmadığını kaydetti. Kirişci yeni yapıların inşasında tarım alanlarından uzak durulacağının da altını çizdi...Bölgede hasar tespit çalışmalarının devam ettiğini vurgulayan Bakan Kirişci, depremzede çiftçilerin kayıplarının telafisi konusunda da "Ne kadar büyükbaş ne kadar küçükbaş ne kadar kovan zarar görmüşse, o kadarını vereceğiz" dedi. Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci aslen Kahramanmaraşlı ancak yıllarca Adana'da yaşadı, milletvekilliği yaptı. 11 ili kapsayan deprem bölgesinin iki ilini hem hemşehrilik dolayısıyla hem de tarım-hayvancılık açısından yakından tanıyor. Amik, Maraş, Elbistan, GAP ovalarına evsahipliği yapan bölgede deprem nedeniyle tarlalarda, zeytin ve meyve bahçelerinde derin yarıklar oluştu, hayvanlar can verdi. Bölge aynı zamanda tarım ürünü ihracatçısı. Depremin tarım ve hayvancılıkta yarattığı tahribatı ve alınan önlemleri Bakan Kirişçi Milliyet'e anlattı.'Hasat biraz zorlaşır'Kesin rakamlar telaffuz etmek zor olabilir ama deprem bölgesinde tarım ve hayvancılık açısından tahribatın boyutu nedir11 il mera alanlarımızın yüzde 10'unu, tarım alanlarımızın yüzde 17'sini, hayvansal üretimin yüzde 18'ini oluşturuyor. Bitkisel üretimde de yüzde 17'lik paya sahip. 11 il aynı zamanda tarımsal ihracat kenti, bunun da yüzde 22'sini oluşturuyor. Tarımsal hasılanın yüzde 15'ini oluşturuyor. Amik Ovası, Maraş Ovası, Elbistan Ovası, GAP... Buralar verimli alanlar. Fakat bitkisel üretim tarafında, depremin tarihi itibarıyla, tarladaki ürünleri dikkate aldığınızda önemli bir hasar yok. Mevsim itibarıyla buralarda kışlık ekimlerimiz var. İlkbaharla başlayan yazlık ekimlerimiz daha ortada yok. Mısır, pamuk, ayçiçeği gibi ekimlerimiz daha yeni olacak.Tarlalardaki çatlaklar, yarıklar ne zaman sorun oluşturabilirÜzerindeki mahsül biçilirken, biçerdöverin dikkat etmesi gerekir. Yani hasat işimizi biraz zorlaştırır. Yoksa verimimizi etkilemez. O kısımla ilgili problemimiz yok. Deprem kış ayına denk geldiği için bitkisel üretim tarafımızda, bize çok büyük bir problem açacak değil.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6912155;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6912155;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlardidem-ozel-tumeronceligimiz-tarim-alanlarini-kurtarma-6912155' });Deprem nerede zarar verdi Örneğin Kırıkhan'da tarımsal ürün lisanslı depolardan depremde zarar görenler var. Deprem hadiselerinde, depolar zarar görebilir, lojistik aksayabilir, alet makineler zarar görebilir. Bu zincirde bazı aksaklıklar, kayıplar olabilir. Ama deprem öncesi aldığımız tedbirler var. Stoklarımızda yeteri kadar buğdayımız, mısırımız, yani rezervimiz var. Hayvansal üretimde, üstte konutun, altta da ahırın varlığından kaynaklı telef olan hayvanlar var. Yaklaşık 8 bin 250 büyükbaş, 64 bin 250 küçükbaş. Yani 72 bin 500 gibi toplamda hayvan kaybımız var. Kanatlılarda da yaklaşık 750 bin telef var. 5 binin üzerinde arılı kovan da zarar gördü.'1.4 milyar yem desteği'Kayıpların telafisi mümkün olacak mıDaha tespitler yapılıyor. Ölen hayvanları da birebir vereceğiz. Ne kadar büyükbaş ne kadar küçükbaş ne kadar kovan zarar görmüşse, o kadarını vereceğiz. Onlara para verip 'siz gidin bu hayvanı alın' demek de bir zorluktu, kendimiz o hayvanları vereceğiz. Bir taraftan makinelerimizle, personelimizle, arama kurtarma da dahil olmak üzere faaliyetlere iştirak ederken bir taraftan da kırsala erişim için çalıştık. 14 bin tonun üzerinde yem dağıttık. Vatandaş yem ile ilgili panik durumuna düşmesin istedik. Et Süt Kurumu (ESK), kesim konusunda devreye girdi. Ayrıcalıklı fiyat uygulayarak kesilmesi gereken hayvanları aldı, süt alımı yaptı. Özel sektörü de devreye sokarak, süt alımları gerçekleştirdik. TİGEM, genç, gebe hayvanların geçici olarak bakımını üstlendi. Toprak Mahsulleri Ofisi zaten devrede. Onlar da üreticilerimizin ihtiyacı olan yemleri karşıladı. 11 il için 1.4 milyar liralık yem desteğini nakdi olarak hesaplara geçirdik. Daha önce de 3.4 milyar liralık mazot ve gübre desteği depremzede çiftçilerimizin hesaplarına geçmişti. Yani şimdiye kadar yaklaşık 5 milyar liralık bir destek verildi. Arıcılarımıza da, 1.5 milyon kovana, acil kullanım için şeker desteği sağladık.Oluşan hasarın gıda enflasyonuna etkisi olabilir yorumları var...Arz güvenliği noktasında problem olacağını asla düşünmüyoruz. Olsa bile, bu ülke ihracat yapan, ürün fazlası olan bir ülke. İhraç ettiği ürünleri kendi iç piyasasında tutmak zorundadır. Domateste yaptık; baktık fiyatlar aldı başını gitti, insanlar kendine çekidüzen vermiyor, 70 liraya kadar çıkmasını planladıkları domates şimdi 17-18 TL, belki daha aşağıya düşebilir.'Enkazın nerelere döküldüğü belli'Kaldırılan enkazlardaki asbest riskine dikkat çekiliyor ve bunların döküldüğü yerlerin tarım arazilerine zarar verebileceğine dair görüşler var. Tarım ürünleri için asbest riski var mıEnkazın nerelere döküldüğü belli, tarım toprakları, orman alanları asla değil. Buradaki mesele şu, bu enkazın içinde demir, bakır, plastik var, vatandaşın özel eşyaları var. Bunların ayrıştırılması için kısa sürede hızlı bir çalışma yürütülecek. Bu malzemeleri geri dönüşümle tekrar kullanabiliyor olmamız gerekiyor. Bunu teneffüs ettik mi hepimiz ediyoruz. Enkazın başında bekleyen insan da ediyor. Ama o enkazın döküldüğü yerin bir tarım alanı olmadığından hareketle vatandaşımızın böyle bir endişeye kapılması doğru değil.'Kırsala dönüşün sağlanması için cesaret vermeliyiz'Depremzede çiftçi tarlaya girmeye başladı ama işgücü eksikliği olduğu belirtiliyor.Meyvecilik tarafı itibarıyla bu karşımıza çıkıyor. Tarla bitkilerinin üretimi ve hasadıyla ilgili problemimiz yok ama meyvecilikle ilgili, Suriyeliler ağırlıklı istihdamın olduğu bölgeler vardı. Mesela Mersin, Adana, Hatay bölgelerinde... Adana'dakinin tekrar normalleşeceğini düşünelim fakat Hatay'da işletme sahibinin kendisinde sıkıntı var. Artı istihdam edilebilecek insan konusunda sıkıntılar var.Fakat şu anda köye gidip sığınan insanlar var. Bizim beklentimiz, bunların kendi ailelerine gelip yardımcı olacakları yönünde. Öbür türlü burada bir aksaklık olabileceğini biz de görüyoruz. Bundan dolayı mesela DSİ, TMO'nun misafirhanesinde kalanlara hitabımda, 'enkaz altında kalıp şehit olan kardeşlerimizin kemiklerini sızlatmak istemiyorsak, coğrafyamızı terk etmeyeceğiz, tekrar geri döneceğiz' dedim. Yapmamız gereken en önemli şey, geri dönüşlerini sağlamak adına onları cesaretlendirici adımlar atmak. 13.5 milyon nereye gitti Sadece 2 milyonun bölge dışına çıktığı yönünde bilgiler var. Diğerlerin tamamı oralarda, kırsaldalar.Gönüllü çalışmalar devreye girebilir miAdana'da arkadaşlarımız bir kampanya yürütüyorlar, biz de destek veriyoruz. Orada kendi personelimiz, gönüllülerimiz var. Bunların tamamı harekete geçer. Ben o