Konuşma devri
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti kampının açılışındaki konuşması tarihiydi. Erdoğan'ın geçen yıl Malazgirt Zaferi'nin yıldönümünde Ahlat'ta yaptığı ve iç cepheyi güçlendirmekten ilk kez söz ettiği konuşmasıyla temeli atılan Terörsüz Türkiye sürecinin en sahiplenici konuşmasıydı.
Cumhurbaşkanı, PKK'nın fesih ve silah bırakma kararı aldığı 12. Kongresi'ni yaptığını duyurduğu 12 Mayıs'tan ikigün sonra, 14 Mayıs tarihli AK Parti Grup konuşmasında şöyle demişti: Örgüt kendi üzerine düşenleri yerine getirdiğinde artık kalan hususları konuşmak, görüşmek, ilerletmek siyasetin işi haline gelecektir. O yüzden Erdoğan'ın konuşması konuşma devrinin başladığının ilanıydı.
Ancak Cumhurbaşkanı'nın çok önemli bir konuşma yapacağı belirtilerek vatandaşlara yapılan ekran başına geçme daveti beklentiyi o denli yükseltti ki, PKK'nın silah bırakma sürecini başlatan "sembolik" töreninden sonra yapılacak olmasından mütevellit, bir "af duyurusu" geleceğini düşünenler oldu. Erdoğan'ın konuşmasında bazılarının aradıklarını bulamamalarının ve hayal kırıklığı yaşamalarının nedeni bu da olabilir.
Farklı dünya ve politik görüşlere, inançlara sahip olanların söylenenlerden çıkardıkları anlamlar da farklı olur. Herkes konuşmayı kendi zaviyesinden değerlendirir. Bazılarının çok beğendiği, olumlu bulduğu bir konuşmayı diğerlerinin hayalkırıklığı olarak nitelemesi bundandır.
İKİ AYRI İTTİFAK
Erdoğan konuşmasında iki ayrı ittifaktan bahsetti. Ancak bunlara dair yapılan çözümlemeler onun kastettiğinden farklı oldu.
Birincisi; Türkler, Kürtler ve Arapların ittifakından bahsetti. Geçmişe atıfla, "Türk, Kürt, Arap eğer bir aradaysa, birse, beraberse işte o zaman Türk vardır, Kürt vardır, Arap vardır. Ayrıştıklarında, bölündüklerinde, uzaklaştıklarında ise mağlubiyet, hezimet, hüzün vardır." dedi. Kanımca, Erdoğan'ın bu sözleri Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın sıklıkla vurguladığı "bölgesel sahiplenme" perspektifinin bir başka şekilde ifadesi. Ancak, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in değerlendirmesi şöyle oldu; "Çıkmış Kürt-Türk-Arap. Hesap Kürtlerin temsilcisi DEM, Türklerin temsilcisi MHP, Arapların temsilcisi kendisi. Bir çatı kuracak. Çatıda vatandaşlık bilinci değil ümmet bilinci olacak. Sünni Müslümanlık üzerinden yeni bir ittifak kuracak, aklı sıra bunun üzerinden yeni ittifakla yürüyecek".
AK Parti Kampı'na giden yollarda Erdoğan'ın fotoğraflarıyla birlikte asılan pankartlardan birinde "Sen bu ümmetin kabul olmuş duasısın" yazıyordu. Erdoğan da konuşmasında, ittifaktan bahsettikten sonra bir yerde şöyle dedi; "Gerektiğinde kılıçlarımızı, hançerlerimizi kınına koyduk. Kalemlerimizi çıkardık. Yeryüzüne, gökyüzüne birbirimizin yüreğine La İlahe İllallah Muhammedün Resulullah hattını hep beraber kazıdık." Özel'in Erdoğan'ın konuşmasından "ümmetçilik", "Sünni Müslümanlık üzerinden yeni bir ittifak çıkarmasının" nedeni bunlar mı