'Kanunları değiştirerek her şeyi çözemezsiniz'

'İstinaf sistemi'nin sadece Yargıtay'ı değil yargının tamamını etkilediğini belirten Yargıtay Başkanı Akarca, birçok yapısal değişikliğin eş zamanlı devreye alınması gerektiğini vurguladı...Reformların istinafın yaşaması için şart olduğunu hatırlatan Akarca, "Yeni sistemtüm adalet aktörleri bakımından ciddi anlayış değişikliğigerektirmekte. Her şeyi kanunları değiştirerek halledemezsiniz" dedi.Yeni Adli Yıl yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılacağı törenle açılacak. Bir kez daha yargının sorunları ve taleplerinin dile getirileceği toplantıdan önce Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca ile yargıda nasıl bir reform olması gerektiğini konuştuk. Yargı sisteminin bütününe ilişkin yapısal reform önerilerini anlatan Akarca, "Adalet sisteminin restorasyonu ince bir mühendislik gerektiriyor" dedi. Akarca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "Ülke Başsavcılığı" olarak yeniden yapılandırılması önerisini de ilk kez Milliyet aracılığı ile duyurdu.İstinaftaki gecikme nedeniyle mağduriyet oluştuğuna dair şikâyetler var. İstinaf ve temyiz süreciyle birlikte yargılamaların yine 5-10 yıl arası sürdüğü doğru muBölge adliye mahkemelerinin 20 Temmuz 2016 tarihinde faaliyete geçmesi, yalnızca Yargıtay'ın iş yükünü azaltmak amacıyla yapılan bir reform değil, yargının tamamını etkileyen bir yeniden yapılandırma çalışmasıdır. Yeni sistem, tüm adalet aktörleri bakımından ciddi bir anlayış değişikliğini gerektirmektedir. Bu köklü değişiklik, ilk derece mahkemelerinden Yargıtay'a kadar tüm sistemin revizyonu anlamına gelmekte. Buna bağlı olarak Hakimler ve Savcıları Kurulu (HSK) ve Türkiye Adalet Akademisi gibi diğer adalet kurumlarının da çalışmalarını istinaf sistemine göre yapılandırmaları gerekir.Üzerinde durulması gereken diğer nokta da adalete ilişkin sorunlar değerlendirilirken, sistemsel bir yaklaşımla çözümler üretilmelidir. Sorunu sadece kendi başına ele alamazsınız. Karşılaştığınız her sorunun sisteminin bütünü içindeki yerini ve etkilerini dikkate almanız gerekir. Aksi halde bir tarafı düzelteyim derken, diğer tarafı bozabilirsiniz. İş yükü artışı ve ortalama yargılama süresine ilişkin sorunlar da bu bakış açısıyla ele alınmalıdır. Daire sayısı ile hakim ve savcı sayısını artırmak cazip bir çözüm olarak düşünülebilir. Ancak Yargıtay olarak bu konuda yaşadığımız bir deneyimi paylaşmak isterim. Dosya sayıları artınca üye ve daire sayısını geçmişte artırmıştık. Yargıtay 46 daireli ve 517 üyeli devasa bir yapıya büründü. Fakat dosya sayımız 1 milyonu aşınca bu yaklaşımın sürdürülemez olduğunu anladık ve küçülmeye gidildi. Dolayısıyla ortalama yargılama süreleri ile iş yükü sorunu ele alınırken başka dinamiklere de bakmak gerekir. Çünkü bazen görünürdeki sebepler gerçek olmayabilir veya sorunu çıkaran tek sebep olmayabilir. Bu nedenle görülme süreleri ve iş yükünü sistemsel, bütünsel yaklaşımla ele almak gerekir diye düşünüyorum.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6998678;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6998678;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlardidem-ozel-tumerkanunlari-degistirerek-her-seyi-cozemezsiniz-6998678' });'Yapısal değişiklikler gerekli'Sizce atılması gereken adımlar nelerİstinafların faaliyete geçmesinin sonucu olarak Yargıtay'ın hukuki çerçevesinin değişmesi, yeni çalışma usullerinin ve mahkeme araçlarının uygulanması gerekiyor. Örnek olarak şunları söyleyebilirim:İçtihadı birleştirme kararı müessesi yerine, Yargıtay içinde içtihat farklılıklarını önleyecek mekanizmaların kurulması,Kabul edilemezlik kararı verilebilmesi,Bir üye veya üç üye ile de karar verilebilmesine ilişkin usuller,Temyizde izin sistemine geçiş,Etkili filtraj mekanizmaların kurulmasıBunlar gibi birçok yapısal değişikliğin eş zamanlı ve uyumlu şekilde devreye alınması gerekiyor. Benzer şekilde ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemelerine yönelik olarak yapısal reformlara ihtiyaç var. Bu yapısal reformlar, istinaf sisteminin yaşaması için gerekli can damarlarıdır. Belirttiğim hukuksal çerçeveye ilişkin görüşlerimi detayları ile birlikte adli yıl açış konuşmamda toplumla da paylaşacağım.'Yeni icatlar önermiyoruz'Türkiye istinaf sistemine en son geçen birkaç ülkeden biri. Yargıtay olarak yeni icatlar da önermiyoruz aslında. Dünyada istinaf sisteminin uygulandığı ülkelerde olan ve başarıyla uygulanan mekanizmaların, mahkeme araçlarının ve çalışma usullerinin ülkemizde de olması gerektiğini ifade ediyorum sadece. Bu reformlar olmadan adli kalite bakımından arzu ettiğimiz yerde olamayız. Bu teknik bir konudur. Özellikle Avrupa bölgesindeki ülkelerin kabul ettiği ortak standartlardan söz ediyorum. Benzer çözümler Amerika'da da, Asya-Pasifik bölgesindeki ülkelerde de uygulanıyor. Bu bir tercih meselesi değildir. Dünyanın ortak aklının bulduğu çözümlere sırtımızı dönerek, adli kaliteyi yükseltemeyiz.'Atlamalı temyiz yolu'Önerilerimi somutlaştırmak isterim. Örneğin bizim sistemimizde temyiz edilerek Yargıtay'a gelen her dosyanın daha önce istinaf mahkemesinde incelenmesi zorunlu. Halbuki bu konuda Avrupa Konseyi standardı var. Her dosyanın istinafta incelenmesi zorunlu tutulmamalı. Atlamalı temyiz yoluyla bazen ilk derece mahkemesinden de dosya doğrudan Yargıtay'a gelebilir. Özellikle ihtisas mahkemelerinin verdiği bazı kararlar bakımından bu yöntem uygulanabilir. Hem yargılama süreleri kısalır hem istinaf mahkemesinin iş yükü azalır.Bir sorun da bizim sistemimizin esnek olmaması, bu nedenle de ihtiyaçlara dinamik şekilde cevap verememesi. Kanun yolu sistemimiz kategorik tasarlanmış, bu da birçok soruna neden oluyor. Örneğin belli bir değerin altında (2023 yılı için 238.730 TL) kalan dava türlerinin Yargıtay'da temyizen incelenmesi mümkün değil. Diyelim ki Kovid nedeniyle bir dava geldi ancak bu konuda daha önce hiç içtihat yok. Çünkü daha önce böyle bir salgın yaşanmamış, uyuşmazlık olmadığı için de dava açılmamış ve içtihat oluşmamış. Bizim sistemimizde dava değeri düşük olan bu konuda Yargıtay içtihat üretemez. O zaman içtihat birliğini nasıl sağlayacağız İlk derece mahkemeleri, istinaf mahkemeleri neye göre karar verecek veya vatandaş hukuki durumunu dava açmadan önce neye göre değerlendirecek İşte buna benzer hallerde temyizde izin sistemi yoluyla Yargıtay içtihat üretebilmeli ve içtihat birliğini sağlayabilmelidir.İstinaf sisteminin can damarları derken, buna benzer birçok mekanizmadan söz ediyorum. Biraz önce de belirttim, önerilerim yeni icatlar