'Çek CHP'ye 1 AK Parti'ye 1,5'

CHP kulislerinden aktardığı bilgileri, tüm siyasi partilerin yakından izlediğini bildiğimiz Meclis muhabirimiz Mehtap Gökdemir'in "CHP'de İmamoğlu İsyanı" haberi geçen haftanın çok konuşulan ve rakiplerimiz tarafından atıf yapılmaksızın kopyala yapıştırla çoğaltılan haberlerimizden biriydi. Biz yazdıklarımıza 'takla attırıp' gazetelerinde, internet sitelerinde ve televizyon yorumlarında 'çökenlere' alışkınız, şükür.

Gökdemir'in haberi aslında bir süredir CHP'de izlediğimiz değişimciler-Kılıçdaroğlucular ayrımının gittikçe daha çok vücut bulduğunu gösteriyor. Şu da dikkate alınmalı ki, değişimciler aslında hepsi değişim diyen, içini farklı şekilde dolduranların çatısı altında toplandığı bir koalisyondu. O koalisyon, kısmen yekpare görünümünü her geçen gün biraz daha kaybediyor gibi. Bunun en temel nedeni de, aşikar olduğu üzere, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun siyaset yapma biçimi. İmamoğlu'nun kimilerine göre 'agresif' kimilerine göre 'dominant' tarzına duyulan tepki, partide Genel Başkan Özgür Özel üzerindeki baskının arttırılması sonucunu doğuruyor. Bu köşenin takipçileri İmamoğlu'nun Özel'in üzerine istemese bile gölgesini düşürdüğünü ve aslında bunun kendi faydasına da olmadığını söylediğimi hatırlayacaktır.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Kişisel olarak yerel seçime kadar CHP'de 'tam bir ayaklanma' beklemiyorum. Ama İmamoğlu karşıtı farklı parçalardan oluşan bloğun, seçime kadar rahat durmayacağını, dikkati üzerinde tutmaya çalışacağını da görebiliyorum. Kabaca, 'kaynama', 'buradayız ha' halini sürdürecekler gibi. Bu bloğun öncelikle grup yönetimini değiştirmek, orada yeni bir 'denge' kurmak hedefinde olduğu anlaşılıyor. Üç grup başkanvekilinin de gruba hâkim olamadığı yönünde milletvekillerinden şikâyet var. Ayrıca, Genel Başkan Özgür Özel'in hâlâ, kurultaydan sonra Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin'in genel başkan yardımcısı olmasıyla boşalan İdare Amirliği için seçime gitmemiş olması "güçsüzlük" olarak değerlendiriliyor. İddia o ki yeni yönetim kaybedeceğini bildiği için bu seçimi yapmıyor. Bir başka iddia, Özel'in 'kurultay geride kaldı' demesine rağmen, hâlâ bazı heyetlere ve isimlere hesap sorduğu, vadettiği parti içi adaleti sağlamadığı...

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Bu arada TBMM grubunda belediye başkan adaylarının belirlenme ve ilan edilme yöntemi konusunda endişeli olanlar var. Bazı büyükşehir adaylarının açıklanmamasının seçmen nezdinde, adaylara ilişkin kuşku yarattığı belirtiliyor. İzmir, Aydın, Eskişehir, Adana da örnek olarak gösteriliyor. Genel merkezin bazı büyükşehirlerde 'adaysızlık' nedeniyle, ne kadar istemese de mevcut isimlerle devam etme zorunluluğu ile yüzleştiği iddia ediliyor.

"Üzerine koyamazsak sıkıntı"

Özel üzerindeki en büyük baskı faktörü ise elbette yerel seçimdeki başarı katsayısı. Meclis'te, "Bir seçime daha Kılıçdaroğlu ile girersek kaybederiz, kazanmak için Kılıçdaroğlu gitmeli dediler, göreceğiz bakalım ne yapacaklar" diyerek dolaşan sayısı az değil. Özel'e destek veren isimler bile "mevcutların üzerine koyamazsak sıkıntı" diyor.

Özgür Özel yönetiminin içeride ve dışarıda karşı karşıya kaldığı birden fazla zorluk var. Parti içi muhalefet bir yana, 2019 yerel seçimlerindeki gibi diğer partilerle ittifak dayanışmasından yoksun. Kılıçdaroğlu için o dönem HDP'nin aday çıkartmayacağını bilmesi bile avantajdı. Şimdi HDP'nin yerini alan DEM'in batıda açıkladığı 27 seçim çevresini CHP ile pazarlık noktaları olarak yorumlayan çok. Örneğin bir CHP'li, "DEM aslında, benimle anlaşmazsan sana buralarda kaybettiririm demek istiyor" yorumunu yaptı.