ABD yönetimi, Gazze'nin geleceğine ilişkin hazırladığı planın bir parçası olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı için hazırladığı taslağı ilgili ülkelere gönderdi. Müzakereye açılan taslak; bir icra gücü olarak 'Uluslararası İstikrar Gücü' (ISF) ile Gazze'nin yeniden inşasında öncelikleri ve bunun için gerekli maddi kaynağı sağlayacak 'Barış Kurulu'nun oluşturulmasını öngörüyor. Taslağa göre ISF, Gazze'nin İsrail ve Mısır ile olan sınırını güvence altına alacak, sivilleri ve insani koridorları koruyacak. ISF'nin Hamas dahil silahlı grupların silahsızlandırılmasıyla ilgi görevleri de olacak.
7 Ekim sonrasında Ankara ilk olarak Filistin sorununun çözümü için Müslüman ve Arap ülkelerin soruna "taraf kılınması"gerektiği görüşünü ABD ve bu kapsama giren ülkeler nezdinde işledi. BM Zirvesi marjında New York'ta ABD'nin ev sahipliğini üstlendiği Gazze toplantısı ve daha sonra Şarm El Şeyh'te atılan imzalar bu fikrin kabulünün çıktılarıydı. Geçen hafta başında İstanbul'da Mısır hariç altıülkenin dışişleri bakanlarının katılımıyla yapılan toplantı da, BMGK'ya sunulmadan önce söz konusu taslağı değerlendirmek için yapıldı. İstanbul'da ilgili ülkelerin görüşleri derlendi. Türkiye dahil ülkeler hem ABD'ye, hem de BMGK'daki daimi ve geçici üyelere görüşlerini iletiyor. BM'de de ilgili diplomatlar çalışıyor. Bu dönem BMGK üyeleri arasında yer alan Pakistan da sürecin takibini yapmakla görevlendirildi.
Ankara, BM taslağına ilişkin bazı teknik önerilerde bulunuyor. Bunları önemli bazı yazım önerileri olarak değerlendirmek mümkün. Örneğin; ABD Başkanı Trump'ın kendisinin başkanlığını yapacağını açıkladığı ve üyeleri henüz tam olarak netleşmeyen Barış Kurulu'nda Şarm El Şeyh'deki imzacı ülkelerin de yer alması bunlardan biri. ABD'nin Gazze için ortaya koyduğu plan etrafında çalışmaya dair niyet beyanını Şarm El Şeyh'de onunla birlikte Mısır, Katar, Türkiye liderleri imzaladı. Ankara'nın bir diğer önerisi ise ISF'in Filistinlilerle temasta bulunacağının da taslakta yer alması.
31 Aralık'a kalmadan çıkar mı
Her BMGK kararı emsal yaratıyor. Dolayısıyla dönüp dönüp atıf yapılabilecek kıymette ve Filistin aleyhine bir statüko oluşturmayacak şekilde çıkması önem taşıyor. Kararda BM'nin temel ilkelerine atıfların bulunması da bu açıdan gerekli. Taslakta iki devletli çözüme atıfın bulunmaması bu anlamda Ankara'nın yaklaşımıyla uyuşmuyor. Çıkacak kararın emsal olabilmesi için iki devletli çözüm ve 1967 sınırları temelinde egemen bir Filistin Devleti'nin kurulmasına atıf yapılması gerektiğini savunan Ankara bu yöndeki görüşlerini ABD yönetimine iletti. ABD, Türkiye ve diğer ülkelerden gelen görüşleri değerlendirerek taslağa yeniden şekil verecek ve müzakereler itirazlar, kabuller şeklinde devam edecek.

2