İstanbul'un felaket senaryosu

Bir tarafta derin ekonomik kriz, bir tarafta Ortadoğu'yu sarsan İsrail-Hamas gerilimi...

İkisi de gündemimizi o kadar çok kaplıyor ki Türkiye'nin kısa vadede çözüm bulması gereken ciddi sorunlarını konuşamıyoruz.

O sorunların başında ne zaman olacağı bilinmeyen, ama olacağından da kimsenin şüphe duymadığı İstanbul depremi var.

Geçen hafta aralarında İçişleri, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği ile Hazine ve Maliye bakanlarının da bulunduğu bir grup bakan deprem toplantısı yaptı.

Toplantıda Başkanlığına Vali Okay Memiş'in getirildiği AFAD da önemli bir deprem brifingi verdi.

Bakanlık koltuğuna oturduğu günden bu yana deprem konusuna odaklanan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki'ye o toplantıyı ve son durumu sordum.

Özhaseki'nin verdiği rakamlar dudak uçuklatıcıydı.

İstanbul'da 7 şiddetinde bir deprem olsa 55-60 bin bina yıkılabilir.

Bu da 600 binden fazla birim, yani konut demek.

Gözünüzde canlandırın lütfen.

11 ili etkileyen Kahramanmaraş depreminde 850 bin konut etkilenmişti.

İstanbul'da 7 şiddetindeki bir depremin bilançosu neredeyse 10 ilin deprem bilançosuyla aynı.

Özhaseki durumun vahametini anlatmak için şöyle bir örnek verdi:

"Böyle bir tabloda her sokakta bir iki bina çökse, İstanbul felç olur. Trafik işlemez. Kurtarma çalışmalarında büyük sıkıntı olur. Ulaşım, alt yapı, elektrik, su, doğalgaz kesintileri zorunlu olacağından hayat durur."

6 Şubat'ta yaşanan depremde aslında büyük İstanbul depreminin provasını yaptık.

Gördük ki felaketin çapı çok büyük olunca deprem sonrası ne kadar iyi olursanız olun büyük sıkıntılar yaşıyorsunuz.

O halde mesele deprem anına hazırlıklı olma, yıkım riskini azaltma meselesi.

İstanbul'un ilk depremde yıkılması beklenen o 55-60 bin binayı dönüştürmesi gerek.

Bu konuda da hem Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne büyük iş düşüyor.

Özhaseki İstanbul depremi için gece gündüz çalıştıklarını söylüyor ve depreme hazırlıksız yakalanmamak için ilgili bakanlıklarla yerel yönetimlerin seferber olması gerektiğini savunuyor.

Özhaseki'ye göre İstanbul Büyükşehir Belediyesi deprem konusunda üzerine düşeni tam olarak yapmıyor.

"Ekrem İmamoğlu'yla görüşmemde durumu anlattım ve bu konuya yoğunlaşmalarını istedim. Bu konudaki bütün taleplerini karşılayacağımı söyledim" diyen Özhaseki, dönüşüm işinde herkesi memnun edecek bir çözümün bulunması ve hızlıca hayata geçirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

Ne yazık ki ülkede "kentsel dönüşüm", müteahhitlerin para kazanma hırsı ve mal sahiplerinin binalarını hiç masraf etmeden dönüştürme eğilimi nedeniyle