Deli Dumrul kararı!

Ekonomi yönetimi ortodox ekonomi politikalarından heteredox ekonomi modeline geçildiğini açıkladığından bu yana Türkiye'de tuhaf şeyler oluyor.Eminim aklınıza ilk gelen enflasyon artarken faiz indirme kararlılığı olmuştur.Bu elbette tuhaf bir durum ama benim kastettiğim bu değil. Ben, devletin, komünizmde yaşıyormuşuz gibi özel sektör şirketlerinin işlerine doğrudan karışmasını, özel sektörün mülklerine el konulmaya başlanmasını kastediyorum.İsterseniz biraz detaylandırayım:Sanayicilere uygulanan döviz yaptırımlarını anımsarsınız.- İhracat gelirlerinin yüzde 40'ını TL'ye çevirmeleri zorunlu hale gelmişti.- Şirketlerin hesabında 15 milyon TL'nin döviz karşılığından fazla döviz bulanlara kredi vermeme kararı alınmıştı.- Bir başka uygulama da bankadan kredi alınırken, kredinin şirkete değil, fatura karşılığı doğrudan şirketin tedarikçisinin hesabına yatırılmasıydı.Eminim şirket yöneticisi, sanayici, tüccar okuyucularım bu satırları okurken "bunlar devede kulak" diyorlardır.Güya ülkede serbest piyasa ekonomisi var. Ancak alınan kararlar, devletin şirketlerin iç işlerine, kararlarına, üretimlerine doğrudan müdahale ettiği ucube bir sistem ortaya çıkardı.Hangi serbest piyasa ekonomisinde bir şirketin nakit varlığını nerede nasıl tutacağına, ödemelerini nasıl yapacağına devlet karar veriyorŞimdi yazacağım gelişmeyi okuyunca işin iyice çığırından çıktığını göreceksiniz.Biliyorsunuz, AK Parti iktidarı yıllardır yenilenebilir enerji kaynaklarını teşvik ediyor. Birçok tüccar, sanayici cazip teşvikler nedeniyle bu alanda büyük güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi yatırımları yaptı.Birçok sanayici, fabrikalarının elektrik ihtiyacını karşılamak için kurdukları lisanssız üretim tesisleriyle hem kendi ihtiyaçlarını karşıladılar hem ürettikleri fazla elektriği sisteme satarak para kazanabildiler. Böylece yatırımlarını uygulanabilir (Feasible) hale getirebildiler.Gelin görün ki Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) 11 Ağustos'ta yeni bir karar alarak lisanssız üreticilere, "kendi ihtiyaçları dışında, satışa konu fazla elektrik üretimine bedelsiz bir şekilde el konulacağını" bildirdi.Yani, bundan sonra fabrikalarının elektrik ihtiyacını karşılamak için küçük GES'ler kuran şirketler, kendi ihtiyaçları kadar elektriği kullanabilecek, ihtiyaç fazlası üretimlerini satamayıp, tedarik şirketlerine ve YEKDEM sistemine "bedelsiz" bir şekilde vermek zorunda kalacak.Deli Dumrul'u bilirsiniz.Bir kuru çayın üzerine köprü yapar, geçenden 33 geçmeyenden 40 akçe alır. Vermeyeni döver, yine alır.Bizim devletin köprülerin, otoyolların, tünellerin parasını geçmeyenlerden de almasını kanıksamıştık.Şimdi yeni bir boyuta geçtik.Artık şirketlerin mülkiyetine el konulmaya başlandı. Mülkiyet diyorum zira üretilen ve satılıp nakde çevrilen elektrik şirketin mülkü sayılır.Amaç belli ki ekonomik olarak dibi gören ve temerrüde düşen tedarik şirketlerine kaynak yaratmak.Ancak, yöntem piyasa ekonomisini bitirecek, yatırımcıları ülkeden kaçıracak bir yöntem.Türkiye kâğıt üzerinde bir hukuk devleti ve hukuk devletlerinde "mülkiyet hakkı" vazgeçilmez bir hak.Uygulamaya imza atanların aldıkları kararın "mülkiyet hakkının ihlali" olduğunu bir an önce fark edip bu karardan vazgeçmesinde yarar var."Popülizm sokağa teslim eder"Son yazımda Türkiye'nin