Bakalım altından ne çıkacak

Güne başladığımda siyaset ve yerel seçimler hakkında yazmak niyetindeydim.

Ancak sabah gazeteleri okurken SÖZCÜ'deki bir habere takılıp kaldım.

Sevgili Veli Toprak'ın imzasını taşıyan haberin başlığı şöyleydi:

"AOÇ arazisi 870 km uzağındaki AKP'li belediyeye kiralandı!"

Önce okumayanlar için haberin detaylarını anımsatayım:

Adıyaman'ın 6 bin nüfuslu Samsat Belediyesi, Ankara'da Atatürk Orman Çiftliği sınırları içinde bulunan 3 dönüm araziyi aylık 6 bin 500 liraya kiralamış.

İtiraf edin, okuyunca siz de "Samsat nere Atatürk Orman Çiftliği nere" deyip gerçek nedeni merak ettiniz.

Ben biraz araştırdım.

Kiralanan arazinin olduğu yer çok kıymetli.

Bölgede çok sayıda köfteci, kokoreççi, restoran var.

O işletmelerden birinin sahibi, "Kiralanan alanın ve binanın kirası en az 300 bin liradır. 6 bin 500 lira oranın aidatı dahi olmaz" diyor.

Üstelik, arazinin bütün bakım masrafları AOÇ idaresi tarafından karşılanıyor.

Başka bir soru daha var:

"Hadi araziye sınır olan CHP'li Yenimahalle ve Çankaya belediyelerine kiralamadınız. Cumhur İttifakı'ndan olan MHP'nin elindeki Etimesgut Belediyesi'nin günahı ne"

Saçma bir gerekçe olur ama hadi diyelim depremzede belediyeye destek olmak istediniz!

Peki neden Malatya, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Gaziantep, Osmaniye değil de AdıyamanSamsat

Samsat Belediyesi ısrarla araziyi belediye sosyal tesisi yapacağını söylüyor.

Lükse bakar mısınız

Samsat'tan 870 kilometre uzakta, Saray manzaralı sosyal tesis.

Acaba 6 bin nüfuslu ilçeden kim gelip bu sosyal tesisi kullanacak

Atatürk Orman Çiftliği yöneticisi, bir tarikatın mensubu.

Deprem zamanlarında AOÇ'den giden yardım arabalarının plakaları o tarikatın vakfının afişleriyle örtülmüş, AOÇ'den giden yardımları o vakıf yapıyormuş gibi bir hava yaratılmıştı.

Bakın göreceksiniz.

Bu araziye de o tarikat konacak.

Belediye sadece aracı olacak.

"Torpilli aday", Değirmenci'ye yarayabilir!

Belediye başkan adayları ve belediye meclis üyeleri dün YSK'ya bildirildi.

CHP, kritik ya da garanti yerlerde aday belirlemekte hayli zorlandı.

Lütfü Savaş meselesini ellerine yüzlerine bulaştırdılar.

Esenyurt'ta da adayı değiştirip, kimsenin içine sinmeyen başka bir ismi aday yaptılar. Esenyurt'ta yaşayan Kars ve Ardahanlılardan yüzlerce tepki telefonu aldım.

Çankaya'da ise adaylık başvurusu dahi yapmadığı için aday adaylarının ve seçmenin tepkisine neden olan bir aday tercihine gidildi.

Alper Taşdelen gibi deneyimli bir ismi alıp, yerine bırakın yöneticiliği, doğru dürüst çalışma hayatı dahi olmayan bir ismi aday yaptılar. (Hazırladığı listeye bakılacak olursa) O da genç ve deneyimsiz olmasının açığını, kendisini Veli Ağbaba, Tekin Bingöl, Umut Akdoğan ve Gül Çiftçi gibi parti büyüklerine teslim ederek kapatma yolunu seçti.

CHP Çankaya adayını "hikâyesi var" diye pazarlamaya, hakkındaki olumsuz algıyı yıkmaya çalışıyorlar. Ancak boşuna uğraşıyorlar. Zira Türkiye'de Alevi ve Kürt olduğu için ayrımcılığa uğrayan binlerce insan var.