100 yaş manzaraları-1

Bir haber düşmüştü önüme.

Özel halk otobüsleri artık 65 yaş üzeri vatandaşları ücretsiz taşımak istemiyormuş.

65 üstü vatandaşlar artık haftanın belli günü o hizmetten yararlanabilecekmiş.

Baktığınızda otobüs sahipleri de haklı görünüyor. Mazot olmuş 40 lira, çalışan ücretleri, vergiler de cabası.

65 yaş üstü için ise en önemli sosyalleşme aracı bu imkan.

Her konuda olduğu gibi bu konuda da taraflar çözüm bulmak yerine, "Yaşlılar otobüse bedava binmeli mi binmemeli mi" gibi saçma bir tartışma başlattı.

Kimse ortadaki daha vahim durumun farkında değil oysa!

Türkiye Cumhuriyeti'nin 100 yılında, o 100 yılın en az 65'ini ve hatta daha fazlasını yaşamış yurttaşlar için "toplu taşım araçlarına ücretsiz binme" zorunlu bir ihtiyaç haline gelmiş.

Ne kadar acı değil mi

Bizi kıskanan Almanya'nın, İngiltere'nin, Fransa'nın 65 yaşını doldurmuşaşmış yurttaşları emekli maaşlarıyla bu cennet ülkeye gelip 5 yıldızlı otellerde uzun tatiller yapabiliyor.

Bizim 65 yaşını doldurmuşaşmış yurttaşlarımız ise toplu taşıma araçlarına ücretsiz binebilmek için büyük bir mücadele veriyor.

Geçenlerde İstanbul'a gittiğimde beni havaalanından alıp şehre götüren aracın şoförü 65 yaş üstü bir emekliydi.

Konuyu emekli maaşlarına ve 100. yıl için verileceği söylenen 5 bin liralık ikramiyeye getirdi.

"Ben istemez miydim şu anda evde torunlarımla oynamayı Ancak çalışmak zorundayım. 7500 lira emekli maaşımla geçinemiyoruz. Ev kirası çok arttı, masraflar çok arttı. Bu işe ihtiyacım var."

yıl ikramiyesi çalışan emeklilere verilmiyor biliyorsunuz.

Şimdi kendinizi o 65 yaş üstü emekli yurttaşın yerine koyun.

7500 lirayla geçinemediği için bir işte çalışıyor, gece gündüz direksiyon sallıyor.

Tek amacı 12-13 bin liralık bir ek gelir yaratabilmek ve siz bu insandan o 5 bin lirayı esirgiyorsunuz!

100 yaşında bir Cumhuriyet, 100. yaş gününde emeklisini refaha kavuşturamadıysa ülkeyi yönetenlerin şapkalarını önlerine koyup "nerede yanlış yapıyoruz" demesi gerekir.