Diziler, şarkılar, davalar: Kimin sahnesi

Türkiye'de son zamanlarda kültür-sanat alanında birçok kişi ve topluluğun soruşturmaya maruz kaldığını görüyoruz.

"Kızılcık Şerbeti" dizisi hakkında başlatılan inceleme, Mabel Matiz'in şarkısına getirilen erişim engeli ve "Manifest" topluluğu üyelerinin gözaltına alınarak yurtdışı çıkış yasağıyla karşılaşmaları...

Ülkenin siyasi ortamı göz önüne alındığında bu gelişmeler kaygı verici olsa da artık pek kimseyi şaşırtmıyor. ünkü pek çok kişi, adalet düzeninde ve adli süreçlerde yaşanan "keyfiyet"ten uzun süredir şikâyetçi.

Öte yandan bu örneklere baktığımızda ilginç bir durum da ortaya çıkıyor: Dizilerin veya müzisyenlerin soruşturma konusu olan içerikleri, sahne performansları veya şarkıları, Türkiye'de artık kanıksanan iktidar-muhalefet çekişmesinin dışına taşan tepkilerle karşılaşıyor.

Mevcut iktidar döneminde ülkenin muhafazakârlaştığını düşünen biri, "açık saçık" bulduğu bir sahneden rahatsız olabiliyor. Veya iktidarın "aileyi yücelten" söylemlerine karşı olan bir başkası, bir dizideki ilişki biçimlerini uygunsuz bulabiliyor.

Tersinden örneklersek; kimileri tarafından " içi boş" bulunan bir topluluk, muhafazakâr ailelerden gelen genç hayranlarıyla farklı bir konuma evrilebiliyor.

Tüm bu gelişmelere "yaşamın ironisi" deyip geçmek de mümkün; kuşak farklarını aşan ortak tepkiler görmek de...

Ancak işin güncel siyasetteki daha karmaşık ilişkilere uzanan bir boyutu var. Bugün biraz bundan söz etmek istiyorum.

GÜ MÜCADELESİ

Louis Althusser'e göre devlet aygıtı yalnızca bir otorite değil eğitim, din, medya ve hukuk üzerinden işleyen bir ideolojik yapıdır. Ancak bu aygıtların her birinde farklı sınıf çıkarları veya klikler konumlandığında, devletin kendisi bir çatışma alanına dönüşür.

Bu çatışma bazen adaletin devlet otoritesini sağlamak için araçsallaştırılması gibi görünse de temelde klikler arası bir güç mücadelesidir.

Carl Schmitt'e göre ise siyaset, dost-düşman ayrımına dayanır. Ancak günümüzde bu ayrım sık sık sahte karşıtlıklar üzerinden yeniden üretiliyor.

Kamuoyuna karşıt gibi sunulan kişilerin arka planda birlikte hareket ettiği, çıkar ortaklıkları kurduğu, hatta kriz anlarında birbirine alan açtığı örnekleri görüyoruz. Bu da, bir ölçüde siyasal olanın estetikleştirilerek sahnelenmesi anlamına geliyor.

Son 20 yılda Batı kulübünün dışına çıkan veya dışında bırakılan ülkelerde ise kurumsal rasyonellik zayıflamış, yerini kişisel sadakatlere ve çıkar odaklı ağlara dayalı bir yönetim biçimi almış durumda.

Bu gelişmeye Batı'nın bakış açısı dışından yaklaşıldığında, "uluslararası güvensizlik" duygusunun bir yansıması veya kültürel dayatmalara karşı bir yanıt olarak okunması da mümkün.

Ancak tarihsel açıklamaları bir kenara bıraktığımızda, yurttaşların gündelik deneyimleri ciddi çelişkilerle dolu.

Örneğin, gençliğini laik-demokratik bir siyasi düzende geçirmiş, bugün ise ülkenin muhafazakâr bir yarı-otokrasi çizgisine geldiğini düşünen orta yaşlıların, popüler kültür ürünlerine yönelttikleri muhafazakâr eleştiriler üzerinden laiklik veya ifade özgürlüğü sınırı çizmeleri açık bir çelişkidir.

Bu çelişkileri yalnızca sosyoloji üzerinden okumak da eksik kalır. ünkü günümüzde yaşanan bazı karşıtlıkların "ideolojik" değil, "lojistik" olduğu söylenebilir.

Yani bir klik veya grup için kaynaklara erişim, medyada temsil, bürokratik kadrolaşma gibi lojistik üstünlüklerin yeniden paylaşımı, siyasette ideolojik çatışma gibi sunuluyor.

Sonuçta partiler üstü çıkar toplulukları, kitleleri yönlendirme gücünü kullanıyor ve bu mücadeleye ideolojik bir görünüm verilse de asıl çatışma güç ve kaynak dağılımı üzerinden yaşanıyor.

Bu açıdan bakıldığında, Gramsci'nin vurguladığı gibi kültürel alandaki çatışmalar aslında kimin toplumda "normal" ve "meşru" tanımını yapma gücüne sahip olduğuyla ilgilidir.

Bu gerilim, farklı sermaye türlerinin (ekonomik, kültürel, siyasal) çarpışmasının bir sonucu olarak da ortaya çıkabilir.

Öte yandan kültür-sanat alanında açılan bir soruşturma, konunun kapsadığı alan nedeniyle görünmez bir olağanüstü hâlin veya sıkıyönetimin meşrulaştırılmasını da tetikliyor olabilir.