Ankara umutlu, İsrail sessiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna'ya gitmeden önce açıkladı: "İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Mart ayı ortasında Türkiye'ye gelecek."Erdoğan, Bu bilgiyi ve kritik ziyaret öncesinde İsrail'in özel temsilcisinin Türkiye'ye geldiğini, Türkiye'nin özel temsilcisinin de Herzog ziyareti öncesinde İsrail'e gideceğini de duyurdu.İşin perde arkasına baktığımızda, İsrail Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı'nın (BakanlıkGenel Direktörü) geçen ay Türkiye'ye gelip Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile bir görüşme yaptığını öğrendik. Şimdi Herzog'un ziyareti öncesinde Ankara'dan İsrail'e yapılacak ziyaret bekleniyor. Cumhurbaşkanı Herzog'un ziyaretiyle ilgili İsrail tarafı ser verip sır vermiyor. Sadece "konu değerlendiriliyor!" demekle yetiniyor. Tel Aviv yönetimi sessizliğini korusa da, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaklaşık da olsa bir tarih vermesi "bir ilerlemenin, en azından tarih konusunda mutabakatın" olduğuna işaret ediyor. Anlaşılan o ki, o mutabakatı ve tarihi taraflar ortak bir açıklamayla duyuracak.Bu arada Ankara'dan Tel-Aviv'e giden davet de, bir "çalışma ziyareti" için değil. Ankara, "resmi" bir çerçevede İsrail Cumhurbaşkanı'nı ağırlamak istiyor. Bununla birlikte İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid'in 11-13 Mart arasında yapılacak Antalya Diplomasi Forumu'na davetli olduğunu da hatırlatalım.Arabuluculuk meselesiCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu hafta Kiev'deydi. Ziyaret sırasında Rusya-Ukrayna arasındaki gerilimde Batı'yı "Adeta çomak sokuyorlar!" ifadesini kullanarak eleştirirken, ABD Başkanı Joe Biden'ı "şu ana kadar olumlu yaklaşım sergileyememekle" suçladı. Erdoğan, Avrupa içinde bir liderlik sorunu olduğuna dikkat çekerek, "Almanya eski Başbakanı Merkel'den sonra bu tip krizleri çözecek bir lider yok" mesajı da verdi.Ama bunun da ötesinde Cumhurbaşkanı'nın en dikkat çeken ifadesi "İkili sorunların Avrupa Atlantik Güvenlik Müzakereleri'nin bir unsuru haline dönüştürülmemesi" uyarısıydı. Bu uyarının muhatabı hem ABD hem Rusya'ydı. Erdoğan, "Bu durum her iki kulvarın tıkanmasına yol açıyor. Halbuki iki boyut birbirinden ayrılıp, kendi dinamikleri içerisinde ele alınırsa çözüm şansı daha da artacak" dedi.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6695034;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6695034;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";} window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlardeniz-kilisliogluankara-umutlu-israil-sessiz-6695034' });Üç farklı boyutBiraz daha açarsak; bu süreç üç boyutta ilerliyor. İlki, ABD-Rusya arasında nükleer silahlar ve kıtalararası balistik füzelerle ilgili güvenlik konularını içeren stratejik istikrar diyaloğu. İkincisi orta menzilli füzelerin de dahil olduğu müzakere süreci ve burada sürece ağırlıklı olarak Avrupa yani NATO giriyor. Üçüncüsü ise Avrupa Güvenlik Mimarisi. Bu da Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bünyesinde konuşulan bir süreç. Rusya bu üç kulvarda da Batı ile müzakereleri sürdürüyor. Ankara bu gerçekliğin farkında.Peki o zaman, bu "arabuluculuk" ısrarı neden Ankara bu üç kulvarda bir yere varılamadığından, en azından Rusya-Ukrayna liderlerini bir araya getirerek tansiyonu düşürmek istiyor. Bu noktada Ukrayna tarafında Rusya ile masaya oturma konusunda çekince yok ama Erdoğan, Putin'i Ukrayna ile aynı masaya oturtmaya ikna etmenin zor olacağının da bilincinde. Erdoğan'ın Putin ile görüşmeye çok önem vermesinin ve o görüşmeden önce yaptığı tüm açıklamalarda temkinli olmasının, "Ogörüşmeden