Tam da 'terörsüz Türkiye' sürecinin tıkandığı düşünülen bir evrede, PKK yeni bir açıklama yaptı ve geçen hafta sonu Türkiye'den çekilme kararını açıkladı. Meclis'teki komisyon ise çalışmalarının sonuna gelirken artık yasal düzenlemeler konusunda adımların hızlanacağı aşikâr.
Perşembe günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşen DEM Parti İmralı heyetinin 'sürecin hızlandırılması' konusundaki vurgusu bu açıdan önemliydi. Lakin asıl mesele yasal değişikliklerin hangi çerçevede yapılacağı…
İki yasa ve AB
Herkes biliyor ki, ilk etapta değişiklik gerektiren iki temel yasa var: 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ve 5275 Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun. Bir tarafta DEM Parti'nin talepleri diğer tarafta ise iktidarın güvenlik hassasiyetleri var.
Peki iktidar bu sürece bir de Avrupa Birliği'nin (AB'nin) beklentilerini ekler mi Yani uzun süredir 'vize serbestisi' müzakerelerinin tıkanıklık noktası olan yasayı AB'nin beklentileri doğrultusunda değiştirir mi Bu süreçten ayrıca bir kazanım elde eder mi
AB'nin beklentisi ne
Ankara, Türk vatandaşlarının vizesiz Avrupa'ya seyahat edebilmesi için 2013'ten beri AB ile görüşüyor. Gerekli 72 kriterden geriye yolsuzlukla mücadele, EUROPOL ile işbirliği, suçla mücadele gibi başlıklarda yasal düzenlemeler gerekiyordu. Ancak müzakerelerin tıkandığı nokta 'Terörle Mücadele Kanunu'nda yapılması istenen değişiklikti.
AB 'yasadaki terör tanımı, örgütlülükten anayasal düzeni bozmaya kadar çok geniş bir çerçevede, bunu daraltın, muğlak suç normlarını kaldırın, değişikliklerin denetlenebilir olmasını sağlayın' diyor. 'Adli bir suçun bile terör tanımı içine sokulabileceğini' savunuyor. Birliğin itiraz ettiği bir diğer madde, 'terör örgütünün propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösterilerde yüzlerini kapatanların da terör örgütü üyesi suçlamasıyla yargılanması. Toplan tı ve ifade özgürlüklerinin bu şekilde kısıtlanmamasını ve bunun ayrıştırılmasını talep ediyor.
DEM Parti'nin talepleri
DEM Parti'nin Terörle Mücadele Kanunu'nda istediği değişiklikler ile AB'nin vize serbesti görüşmelerinde Türkiye'den talep ettiği hukuki uyumlar ana hattı itibarıyla örtüşüyor. Her iki taraf da terör tanımının daraltılmasını, siyasi ifade ve örgütlenmenin suç kapsamından çıkarılmasını talep ediyor. Fakat DEM Parti'nin AB'nin talep ettiği hukuki değişikliklerden daha geniş, daha ileri talepleri olduğu da biliniyor.
Örneğin İnfaz Kanunu'nda 'terör suçlularının koşullu salıverilmeden yararlanamayacağına' dönük tüm maddelerinin başta Öcalan olmak üzere bu kapsamda yargılananların lehine değiştirilmesini istiyor. 'Umut hakkının' tanınmasını, cezaevinden çıkışı mümkün olmayacaksa İnfaz Kanunu'nda koşullarla ilgili düzenlemelerden 'terör kapsamındakiler yararlanamaz' tanımının çıkarılmasını talep ediyor. PKK'lıların silah bıraktıktan sonra dönüşlerini sağlayacak, ayrıca bu süreci yürüten kişilere ilişkin özel yasalar da sürecin doğasıyla ilgili diğer talepler…

5