Birleşmiş Milletler'de köşe kapmaca

İngiltere, Kanada ve Avustralya, ABD'nin itirazlarına rağmen hafta sonu Filistin'i tanıdıklarını duyurdu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise "Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda bize karşı yürütülen propagandayla karşı mücadele etmek zorunda kalacağız" açıklamasıyla ABD'ye doğru yola çıkıyor. Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump'ın kendisine koşulsuz desteğinin de güveniyle New York sokaklarında dolaşmayı hayal ediyor ama kuvvetle muhtemel protestocuların her köşe başında yapacağı eylemlerden kaçamayacak.

Takvim hesabı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Filistin'e en güçlü desteği vermek için pazar günü yola çıktı. Bugün 'iki devletli çözümü'destekleyen uluslararası konferansa katılıyor. Normal şartlarda 23 Eylül Salı BM Genel Kurulu'nda konuşmasını yapacak, çarşamba da Türkiye'ye dönecekti. Ancak 25 Eylül Perşembe Washington'da Trump ile buluşması kesinleşince seyahati uzattı. Görüşmenin Washington'da yapılması isabet oldu, zira Erdoğan İsrail Başbakanı'nın 26 Eylül Cuma günü BM'de yapacağı konuşma öncesi çoktan başkente geçmiş, Trump ile görüşmüş ve ABD'den ayrılmış olacak. Trump'ın Washington'daki buluşma için Netanyahu'ya verdiği tarih ise 29 Eylül Pazartesi.

Trump'ın oldubitti ihtimali

Takvim hassasiyetinin bu kadar üzerinde durma sebebim aslında Suriye'deki Türkiye-İsrail gerilimi ve iki liderin Trump ile görüşmede bu konuyu gündeme getirme ihtimali.

Hatırlayacaksınız, geçen nisanda Netanyahu Erdoğan'ı Trump'a 'şikâyet etmiş', "Suriye'deki durumu ele aldık. Türkiye ile kötüleşen ilişkilerimiz var. Başkan Trump'ın Türkiye lideri (Erdoğan) ile bir ilişkisi var. Bu çatışmayı çeşitli şekillerde nasıl önleyebileceğimizi görüştük" demişti. Trump ise "Türkiye ile herhangi bir sorununuz varsa bunu makul davrandığınız sürece çözebileceğimi düşünüyorum" yanıtını vermişti.

Netanyahu nisan ayında da makul değildi, aradan geçen beşayda ise bölge ülkelerine saldırılarını artırdı. Dolayısıyla Erdoğan'a artık Netanyahu ile görüşme teklif dahi edilemez ama ABD Başkanı öngörülemez bir lider ve bir 'oldubitti'ye getirip, "Sizi görüştürelim" demeyeceğinin garantisi yok. Bu açıdan takvimde tarihler ne kadar birbirine uzak olursa, o kadar iyi.

Trump'a yapılması gereken uyarı

25'indeki görüşmede öne çıkacak başlıkları hem Trump hem Erdoğan duyurdu. F35 programına geri dönüş, F16'ların teslimi gibi konular elbette önemli ama bu ziyaretin kırılımı Suriye'deki durum ve İsrail'in bölgedeki saldırganlığı olacak. İsrail'in Suriye, Lübnan'ın yanı sıra, kısa süre önce Katar'ın başkenti Doha'nın merkezini vurduğunu unutmayalım. "İsrail, bir NATO üyesi olan Türkiye'ye bunu yapmaya cesaret edemez" yorumları ağır bassa da bugün hâlâ analizlerde "Bir sonraki hedef Türkiye mi" başlıklarını görmek mümkün. "Ankara'nın NATO güvenlik garantileri kapsamında ABD'ye dönük şüphelerinin arttığı" yazılıyor.