AVRASYA'NIN gündemi bu hafta çok yoğun. Bir tarafta Balkanlar'da Bosna Hersek'te 30 yıldır oluşturulmuş olan ve Batı'nın zar zor bir arada tuttuğu yapı çatırdama sinyalleri veriyor, diğer tarafta, Rusya-Ukrayna savaşında diplomasi süreci hız kazandı. Ancak görünen, Ukrayna'nın bir yanda Rusya'nın fiziki saldırısı, diğer yanda da ABD ve İngiltere'nin farklı açılardan baskısı altında kaldığı. Bu konuyu ayrıca değerlendireceğim.
Bugünse papanın Türkiye ziyaretinden bahsetmek istiyorum. Bildiğimiz üzere Papa 14. Leo yarın Türkiye'ye geliyor. Ziyaretin ilan edilen amacı, Hıristiyanlık tarihinde çok büyük önem taşıyan I. İznik Konsili'nin 1700. yıldönümüne katılmak. Bu çerçevede İznik'i de ziyaret edecek ve Fener Patriği ile ortak ayin yapacaklar.
Ancak papanın gündeminde Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması gibi konuların olduğu da basına yansıdı ki bu, ziyaretin yoğun siyasi nedenlerinin olduğunu ortaya koyuyor.
Fener Patrikhanesi ve Ruhban Okulu konuları ne zaman açılsa bazıları hemen konunun gayrımüslimlerin haklarıyla alakalı olduğunu söylüyor. Hayır efendim, Türkiye'deki gayrımüslimlerin hakları ayrı bir konu (ki geçmişte çeşitli dönemlerde hak ihlallerine uğradıkları bir gerçektir), Fener'in ekümenikliği ve Ruhban Okulu ise bambaşka konular. Fener ve Heybeliada Ruhban Okulu konuları doğrudan doğruya ABD'nin Doğu Avrupa'daki Ortodoks mezhebindeki halkları din yoluyla etkileme çabasının bir ürünü. Bu nedenle de Fener Patriği'nin Türk vatandaşı olma şartını kaldırtarak (bu konu zaman zaman gündeme geliyor), Türkiye'de, Türkiye'nin denetleyemediği, ABD'nin politikalarına hizmet eden bir yapı kurmaya çalışıyorlar.
Şimdiki papa, bir öncekine (Papa Françesko) göre çok daha Rusya karşıtı ve ABD yanlısı çizgide. Dolayısıyla bu ziyarette zaten ABD'nin Doğu Avrupa politikalarına en yoğun desteği veren Fener Patriği Bartholomeos'la bir araya gelerek ABD'nin isteği doğrultusunda tavırlarını eşgüdümlü hale getirmiş olacaklar. İkincisi, Katolik ile Ortodoks dünyası arasındaki yakınlaşmayı (ABD'nin istediği doğrultuda) sağlamaya çalışacaklar. Hem papanın hem de Fener patriğinin açıklamaları buna işaret ediyor.
Ancak ziyaretin hem planlanmasında hem de devamında tartışmaya açık çok konu var. Öncelikle Fener patriği kendisini bu ziyaret vesilesiyle Ortodoks dünyasının tek muhatabı kılmaya çalışıyor (Oysaki Ortodoks dünyası tek bir bütün değil ve Fener, Ortodoksların mutlak lideri değil, sadece 16 Ortodoks kilisesi arasında, eşitler arasında birinci). İkincisi, Fener kendisini lider olarak ortaya koyarak Lozan düzeninin kendisine getirdiği çerçevenin dışına çıkmak istiyor.

7