Hangi "özü başına"


Nazım Hikmet'in "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür Ve bir orman gibi kardeşçesine" dizeleriyle büyüyen bir nesiliz biz.
"Davet" şiirinin mısra-i bercestesi bu aralar daha çok beynimde yankılanır oldu.
Hem tek ve özgür olmak, hem de kendi özerkliğini korurken toplumla bütünleşmek olarak tanımladık yaşamı yıllarca.
Oysa birçokları bugünlerde ormanda birlikte yaşamak yerine, hür bir ölümü tercih eder oldu.
Haftayı İYİ Parti'nin seçimlere "hür ve müstakil" ya da bir başka ifadeyle "özü başına" girme kararını konuşarak geçirdik.
Bazılarına göre bu karar siyasi intihardı.
Partinin kurucularından, TBMM Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu da bunu reddetmedi.
"Önümüzdeki dönem Türkiye'yi kazanmak adına birkaç belediyeyi kaybetmeyi göze almayı beceremezsek Türkiye'yi kazanabilme şansını yitiririz" dedi.
İYİ Parti bu seçimde "hür ve müstakil" olmayı seçerek siyasi tarihinde önemli bir karar verdi:
Belediyeleri kaybetmeyi göze alıp, Türkiye'yi kurtarmak...

"Üçüncü yol" açmalıyız diyen İYİ Parti, doğru rotanın "özü başına"lık olduğunda karar kıldı.

Alınan risk ortada.

Özellikle de 14 Mayıs seçimlerindeki gibi yüzde 9,69'da kalacak bir İYİ Parti'nin siyasi geleceğinin nasıl şekilleneceği merak konusu.

Şimdi soru şu...

Böyle bir karar alındı alınmasına ama...

Hangi "özü başına"
Zira İYİ Parti seçime kendi kendine girmek istese de parti kendisinden uzaklaşalı çok oldu.

Genel başkanlığa talip olduğu MHP'nin Mayıs 2016'daki kurultayı engellenince polis barikatına tutunup saatlerce bekleyen, eşine bile resti çeken Meral Akşener hala hafızalarda.

MHP'de kurultay düzenlenemeyince, 2017'de Türkiye'nin 87. partisi olarak kuruldu İYİ Parti.

Bahçeli'nin iktidara destek vermesinden rahatsız olan parti içi muhalifler ile farklı partilere dağılan merkez sağ seçmenin yeni adresi olma iddiasıyla yola çıkılmıştı.

Gün geçtikçe yaprak dökümü yaşandı.

Bambaşka görüşlere sahip 85 milyon insanı yönetme iddiasındaki parti, kurmayların kendi aralarında yaşanan her görüş ayrılığında fire verdikçe verdi.
Partiyi doğuran Kurucular Kurulu 200 kişiden oluşuyordu.

MHP'den ve CHP'den ayrılan isimler, tarihçiler, iş insanları, eski bürokratlar vardı aralarında.

Ümit Özdağ, Ahat Andican, İsmail Ok, Aytun Çıray, Durmuş Yılmaz, Yusuf Halaçoğlu, Ali Türkşen o isimlerden sadece birkaçıydı.