Verilen sözlerden biriLeyla Aydemiriçindi.
Çok benzer olduğu için hikayesi ilk günden bu yana Narin ile kıyaslanıyor.
2018'de Ağrı'da kayboldu 4 yaşındaki Leyla.
18 gün arandıktan sonra cansız bedeni eve 1-1.5 kilometre uzaklıktaki bir dere yatağında bulundu.
Hemen ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan acılı babayı aradı.
5 Temmuz 2018'de Anadolu Ajansı'nın geçtiği haber şöyleydi.
Baba Nihat Aydemir, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la aralarında geçen diyaloğu anlatıyor.
"Cumhurbaşkanı'nın kendilerine söz verdiğini söyleyen Aydemir, 'Ben takipçisiyim. Allah'ın izniyle bulacağız failleri. Herkese gerekli talimatlar verildi' dedi. 'Ona güveniyoruz. Bunu yapanlar ortaya çıkarılacak' ifadelerini kullandı."
Devamı da vardı Baba Aydemir'in anlattıklarının.
"Çocuğumu kaçıran kimse o cani yakalansın, yaptığının hesabını versin. İnsan 100 kişi öldürür, yine bunu yapmaz. Küçücük çocuktan ne istedi Leylam melektir. Böyle bir vicdan var mı Bunu yapanlar idamı hak etti."
6 yıl geçti.
Peki ne oldu
Olayın hemen ardından Leyla'nın amcası "kasten adam öldürme" suçundan tutuklandı.
Fakat sonrasında tüm tanıklar ifade değiştirdi.
Bir zamanlar idam isteyen baba şikayetini geri çekti.
Cansız bedeni suda deforme olduğu için Leyla'nın kesin ölüm nedeni otopside tespit edilemedi.
Amcanın da aralarında bulunduğu yargılanan 7 kişi de delil yetersizliğinden beraat etti.
Bugün ellerini kollarını sallayarak hayatlarına devam ediyorlar.
Dosya şimdi Yargıtay'da.
Cumhurbaşkanı'ndan ise o günden bu yana başka hiçbir açıklama yok.
Anlaşılan o ki meselenin takipçisi olmak yerine, olaya takip mesafesini iyiden iyiye artırmış durumda.
Erdoğan'ın yine takipçisi olacağının sözünü verdiği ama mesafeyi koruduğu olaylardan biri de Çorlu Tren Faciası.
Cumhurbaşkanı'nın Narin ile ilgili açıklamalarından sonra, kazada 8 yaşındaki oğlunu kaybeden anne Mısra Öz sosyal medyadan yaptığı paylaşımla tepkisini ortaya koydu.
"Oğlum için de aynı sözü vermişti Sn. Cumhurbaşkanı" diye yazdı.
Erdoğan o facia sonrasında da sorumluların hak ettikleri cezaları alacağını vadetmişti.
Fakat 6 yıllık yargılama süreci Nisan 2024'te tartışmalı bir kararla tamamlandı.
25 kişinin hayatını kaybettiği facia sonrası aralarında 4 kamu görevlisinin de bulunduğu 9 sanık "taksirle ölüme sebebiyet verme" suçundan 8-17,5 yıl arasında değişen hapis cezaları aldı.
Ama bu cezalar aileleri tatmin etmedi.
TCDD'yi asli kusurlu bulan bilirkişi raporu vardı.
Aileler dönemin Ulaştırma Bakanı ve TCDD Genel Müdürü'nün de yargılanmasını istedi.
Olmadı.
Üstelik o dönem yaşanan tartışmalar sonrasında kazadan 14 ay sonra görevden alınan TCDD Genel Müdürü Veysi Kurt, Şubat 2024'te adalet sözü veren Erdoğan'ın kararıyla eski görevine döndü.