Dünya Çocuk Hakları Günü'nü geride bıraktık dün.
Beşikten mezara derler ya...
Beşikten mezara haksızlık, baskı, yoksulluk, yoksunluk hatta sefalet var bu ülkede.
Sağlık Bakanlığı sezaryen doğumun "eksiklik" olduğunu anlatan kamu spotu ile tepkilerin odağına oturmuştu geçen aylarda.
Doğumun şekline karışan bakanlığın, doğduktan sonra ipin ucunu saldığını, doğan çocuklarımızı yaşatamadığını öğrendik ardından.
"Şekle" saplanıp kalanlar yenidoğanları 8 bin lira için gözü dönenlerden koruyamamıştı.
Çok acı bir şekilde deneyimledik.
Bakan "Çürük elma operasyonu" dedi olana bitene.
Asilhan, Ayaz, Hayvanur, Kadan, Kaya, Melek, Michelle, Mive, Muhammet, Mustafa, Öykü, Sena
O çürük elmaları ayıklayacağız derken öldü.
Şanslı olanlar doğdukları hastaneden evlerine gidebilmeyi başardı.
Evde yeni bir yaşam savaşı başladı.
Ortalama bir bezin tanesi 5 TL.
Yenidoğan bir bebeğin hijyen açısından 3-4 saatte bir bezinin değişmesi gerek.
Annenin sütü yetiyorsa ne ala...
Yetmiyorsa ortalama kalitede bir kutu mama 450 TL.
En fazla 1 hafta - 10 gün gider...
Islak mendili, kıyafeti, kendi deterjanı, şampuanı, sabunu...
Kalem kalem masraflar karşısında kalem kalem döküldü insanlar.
TEPAV'a göre yoksulluk içinde yaşayan çocukların sayısı 7 milyonu geçti.
Bu neredeyse her 3 çocuktan biri demekti
Anne baba başındaysa yine hayata 1-0 önde başladı çocuklar.
Çünkü yaşam mücadelesini tek başına vermek zorunda kalan ebeveynler için, nefes almak imkansızdı.
İzmir Selçuk'ta da böyle oldu.
Her anne gibi onun da zihninden binlerce felaket senaryosu aynı anda geçti belki de...
Ama mecburdu.
Dışarı çıkarlar diye korkup kilitleyemediği kapının kolunu yanına alırken, yangında dışarı çıkamadıkları için kaybetti bebeklerini.
18 kez ziyaret edilen hanede, "çok katmanlı" bir problemin kaybedeniydi onlar.
Öyle diyordu 22 yıldır bu ülkeyi yöneten partinin Grup Başkanvekili Özlem Zengin.
Çürüyen elmalar arasında çürüdü hayatları...
Nefes, Peri, Miraç, Işık, Bulut...
Hepsi öldü...
Biraz daha şanslı olan çocuklar, birkaç yaş daha alabildi.
Okul çağına geldiler.
Bu kez İzmir'in kurtulduğu gün açılan okullarında ilk derste Gazze direnişi öğretildi onlara.
"Değerleri" anlatsınlar diye öğretmenler değil imam ve müezzinler görevlendirildi.
Çocuklar anneleri ölse mezar başında nasıl ağıt yakacaklarını canlandırdı.
Şeytan taşladılar, cami, mezarlık temizlediler.
Ama onların girmek zorunda oldukları tuvaletler pislik içindeydi.
Bir kılıf bulup lüks araçlarından tasarruf etmeyenler, çocukların temizlik personelinden kıstı.
Belediyeler yardım etmek istedi.
Olmaz denildi.
7 yaşındaki Berresu okul dönüşü fenalaştı.
Öldü.
İddiaya göre ölüm sebebi salgın hastalıktı.