Reformum anahtar kavramları (1)

Son birkaç gündür "reform" denilince gündeme gelen birkaç dava, karar ve kişi var. Meselenin bu düzeye indirgenmesi, tartışma zeminini de yok ediyor. Zira "ismi geçenlerin" siyasi yönü fazla bu da ister istemez ayrışmaya müsait bir zemin ihdas ediyor. Bu çok tehlikeli ve ihtiyaç duymadığımız bir şey aslında. Oysa reform, bütünleştirmeye ve uzlaşmaya sevk etmeli ki ortaklaşma doğsun.

Reform taleplerinden herkesin farklı bir şey anladığını görüyorum. Konunun üç ayağı var bence: Siyaset, ekonomi ve hukuk. Bu alanlarda bir dönüşüme gidilmesi gerektiği konusunda herkes hem fikir. Meselenin hukuk yönünde neler yapılabilir veya hangi başlıklar daha "gerçek" ona bakmak gerekiyor.

Reform iyidir, diri tutar

Reformlar, temel hakların güçlendirilmesi ve özgürlüklerin genişletilmesinde çok önemli bir araç olduğu gibi demokrasilerin ve hukuk devletinin kendisini yenilemesinde ve hayatta kalmasında vazgeçilmez bir metodolojidir. Reformlar diri tutar. Direnci arttırır. Bunun için bu kavrama olumlu yaklaşmak gerekiyor. Bunun en bariz örneği Ak Partinin yirmi yıllık serüveninde yatar. Reformları yapması ve uhdesinde toplanan bu inancı pekiştirmesi, bir dinamizm getirmiştir.

Şimdilerde yoğunlaşılan alan Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi nedeniyle yürütme olsa da yasama, yargı ve siyasi parti sistemi bağlamında da meseleye bakmak gerekiyor.

Yasa yapım sürecindeki belirsizlik büyük sorun

Yeni sistemle "yürütmenin" yasa yapım sürecine doğrudan değil dolaylı bir girişimi mümkün. Bir milletvekili eliyle sunulan yasa tekliflerinin öncesindeki duruma dair net bir prosedür oluşturulmuş değil.

Bu konuda Cumhurbaşkanlığındaki Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğünün etkin bir biçimde faaliyete girmesi gerekiyor. Tüm yasama süreçlerinde "resmen" yer alması sağlanmalı.

Kurulların, ofislerin, bakanlığın, partinin veya bir başka biçimde yasama hazırlıklarının ön aşamalarında neler yapıldığı veya kimlerin yetkili olduğundan ziyade, metne meclis gündemine gelmeden önce hangi birimin son halini vereceğini belirlemek gerekiyor.

Milletvekillerinin konumunun hem profil hem de görev tanımları anlamında güncellenmesi ve "yeniden tanımlanması" şart... Bunun siyasi bir tasarım yönü olduğu kadar birtakım düzenlemeler ile mevzuat alt yapısına kavuşması gerekiyor. Zira illerdeki siyasi krizlerin birçoğunun altında yatan etken yereldeki siyasi nüfuz alanı oluşturma gayesi. Görevi yasama olmasına rağmen tartışmanın farklı bir alanda seyretmesi, ister istemez vekillik görevini mecrasından uzaklaştırıyor.

Yargının vatandaşa dokunan gerçek sorunları var