Orda bir şehir var, yakında!

Hafta sonu Kırşehir'deydik... Türk İnternet Medya Birliği (TİMBİR), Kırşehir'de bir araya geldi. Bu sebeple bugün Kırşehir'den bahsetmek, Kırşehir'de tanış olduklarımı ve Kırşehir'de gördüklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu yazımızda biraz konuları değerlendirme zaviyemizin yani hukukun dışına çıkacağız izninizle...

BOZKIRIN ŞEHRİ...

Kırşehir büyüleyici. Gözümüzün önünde ama göremediğimiz bir şehir. Tıpkı ana gündem arasında kaybettiğimiz önceliklerimiz gibi. Sessiz bir yer. Şehre gün dönümlerinde çöken ayrı bir huzur var. Bir çanak içinde tarih yatıyor. Eskiden "sözü geçen" "büyük bir şehir" olduğu her halinden belli. O koku sinmiş üzerine. Selçuklu'nun yurdu... Selçuklu Devletini ayakta tutan, Osmanlı'yı kuran Ahilerin otağı. Neşet Babayı bağrında sırlayan ozanlar diyarı. Kırşehir. Ahi Evran-ı Veli, Caca Bey, Muharrem Ertaş demek. Bozkırın ortasında vaha adeta Kırşehir. Yolunuz düşünce uğramanız gereken bir yer değil, yolunuzun mutlaka düşmesi gereken bir şehir!...

İYİ BİR VALİ

Kırşehir'de davetlisi olduğumuz Sayın Valimiz Murat Sefa Demiryürek ile sohbet etme imkânımız oldu. Tüm ekiple tek tek ilgilendi. İskenderun'da yaptıkları ve özellikle deprem günlerindeki çalışmalarını Veysel Cıncık ağabeyimizden sıkça dinliyorduk. Kendisi Kırşehir'e eylül ayında atanmış. Şehirdeki birçok ismin ortak kanaati şu: Şehrin biriken sorunlarını hızlı bir biçimde çözmeye başlamış. Şehirdekiler bundan memnun. Konuya "hizmet" ve "kamu yararı" odağında baktığına dair oluşan yaygın kanaat dikkatimi çekti. Umarım akim kalmaz ve Kırşehir hak ettiği yere hızlı biçimde gelir.

ALGI OLGUYA DÖNÜŞÜYOR

Genel Başkanımız Dr. Süleyman Basa, Valimize Birliğin faaliyetlerini anlatıp "dezenformasyonla mücadele etmek" Birliğimizin temel hedefleri arasında deyince Vali bey "içini döktü" desek yeridir. Bu konuşmasında anlattığı iki konu çok dikkatimi çekti. İlki depremde "yetersiz kalındığı" yönündeki eleştirilere bir cevap mahiyetindeydi. Kabaca hesap yapmış. "Dünyadaki nitelikli arama kurtarma timlerinin tamamı gelse belki sadece iki ile yeterdi" dedi. Bu önemli. İkinci tespiti ise İskenderun'da depremden hemen sonra bir tırın içindeki siyah poşetleri kayda alıp "ceset taşıyorlar ve gerçek ölüm sayısını gizliyorlar" şeklindeki paylaşımın 4.5 milyonun üzerinde görüntülendiğini ama aslında çekimin yapıldığı yerin başka bir ilçe, poşet içindekilerin ise yardım malzemesi olduğu anlaşılıp doğru bilgi paylaşılınca bunun 125 bin kadar görüntülendiğini belirtmesiydi. Bu ifadeler, nasıl vahim bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu göstermesi adına önemli. Ve Vali bey ekledi: "Bu çağda algıyı yönetemezsek olguyu da yönetemiyoruz". Bence de tüm mesele bu. Algı olguya dönüşüyor ve kırılmaz bir ön yargı barikatı kuruyor zihinlerde...