Bugünlerde CHP'nin kurultay ve kongresine dair başlatılan hukuki sürecin akıbetini konuşuyoruz... Ne olacak, nasıl ilerleyecek süreç belli değil. Bugün olası durumları ve hukukun meseleye bakışını özetlemeye çalışacağım.
UYGULANACAK HUKUK
Partilerin birçok unsuru tahmin edeceğiniz üzere Siyasi Partiler Kanununda düzenlenmiştir. Ancak kanun, bazı hususlara değinmemiştir. Değinmediği konularda Dernekler Kanunu ve Medeni Kanuna atıf yapmaktadır. Dolaysı ile CHP'ye yönelik bu davaları, "parti yaklaşımı" ile değil bir dernek kapsamındaki uygulamalardan yola çıkarak incelemek durumundayız aslında! (m.121),
CEZA SORUŞTURMALARI
CHP kurultay ve kongresine dönük şaibe iddiası hukuki olarak iki yönden gündemde: "Ceza soruşturması" ve "açılan iptal davası". Bildiğiniz üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP'nin 4-5 Kasım 2023'te gerçekleşen 38. "Olağan Kurultayı" hakkında 'şaibe' iddiası nedeniyle soruşturma başlatmıştı. İddianın -temelde- şöyle olduğunu düşünüyoruz: "Siyasi parti kongrelerinin seçimleri ve kararları için yapılan oylamalara ve seçimlere hile karıştırma eylemi" (SPK m.112).
İSTANBUL DA EKLENDİ
Henüz Kurultay'a dair durum netleşmemişken İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca açılan ve İstanbul İl Kongresinde aynı iddiaların soruşturulduğu dosyayı konuşmaya başladık. Buradaki iddialar ve ses kayıtları gibi hususların Kurultay'dan daha somut olduğu görülüyor ancak her ikisi için de süreç devam ediyor....
SAVCILIK "KAYYIM" TALEP EDEBİLİR Mİ
Bu konuda birbirinin benzeri içerikli iki madde duruma dair rejimi ortaya koymaktadır. Siyasi Partiler Kanunun 112. veya Dernekler Kanunu 32. madde kapsamında bir durum olursa "..mahkemece, kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak yapılan genel kurul toplantılarının iptaline de karar verilebilir.." hükmü uygulanabilecektir. Bu halde bunu gören savcılığın veya suçla ilgili durumun sabit olduğunu düşünen bir CHP üyesinin başvurusu yeterli kabul edilebilir. Bu halde Mahkeme inceleme yapıp gerekli tedbiri uygulayabilir.
KAYYIM DEĞİLDİR O!
Kayyım kavramı çok tüketildi. Ancak şunu net biçimde söyleyebilirim ki Siyasi Partiler Kanunu, Dernekler Kanunu ve nihayet Medeni Kanuna bakarsak genel kurulun iptal olması halinde iptalin mahiyetine göre bir kayyım atanması mümkün değildir.
HEYET GÖREVLENDİRİLMESİ
Ortada sakatlanan genel kurul kararının yinelenmesini sağlamak üzere "geçici ve süreli bir mekanizmanın" yani "kongreye hazırlık heyetinin" atanmasından öte bir şey olamaz. Zira bu durum bir tüzel kişiliğin tamamen ortadan kaldırılması veya benzeri bir durum değildir. Ortada bir işlemin sakatlığı söz konusudur ve ilk amaç tüzel kişiliği yönetmek değil hatayı izale etmek olacaktır.
İPTAL DAVALARI
Meselenin bir diğer yönü "özel hukuk" mecrasında ilerliyor. Yukarda belirttiğim süreçle tek ortak noktası, hileli bir durumun olması halinde "geçici heyetin" atanması bahsi. Açılan ve kongrelerin iptali istenen hukuk davalarında, ceza soruşturmasının dışındaki unsurların da ele alınması mümkün. Hatta savcılık "hile unsuru yok, suç oluşmaz" dese bile "bir para trafiğini ortaya koymuş ve tespit etmiş olursa" bu, hukuk mahkemesince incelenip genel kurul sürecinin iptaline karar verilebilir. Hukuk mahkemesi, eylemlerin suç olup olmadığı ile ilgilenmez bir usulsüzlük veya açıkça CHP tüzüğü ve mevzuata aykırılık görürse iptal kararı verebilir.

90